Allah İnsanı Neden Bu Kadar Önemsiyor?

Allah insanı neden bu kadar önemsiyor?

Bu soru, geçtiğimiz haftalarda Risale Ayracı'nda işlenen konulardan birisiydi. Bediüzzaman'ın, Mesnevî-i Nuriye isimli eserinde yeralan; 'insanın bir ferdi, sair hayvânâtın bir nev'i (türü)hükmündedir' cümlesi eşliğinde başlayan yolculuk, İkram Arslan'ın analizleriyle bizi hem kişisel hayatımıza, hem Kur'an'ın semasına götürdü. Programın başlarında, Kur'an'daki içerik ve âlemdeki hiyerarşi itibarıyla Allah'ın insanı sair varlıklardan daha çok önemsediğinin anlaşıldığının altını çizen Ahmet Ay, böylesine önem verilmeye değer ne özelliklerimiz/üstünlüklerimiz olduğunu sorunca, Arslan şunları söyledi:

"Çok farklı yanlarımız var. Mesela, diğer canlılar için geçmiş ölü bir alandır. Fakat insan için geçmişteki vücudlar bilakis ölmüyor, yok olmuyor. Manevî şahsiyetleri miras olarak insana kalıyor. Nasıl? Mesela orada elemler çekiyor, sıkıntılar yaşıyor, bunlar olay olarak son bulsa da hafızada ve kalpte kalıyor, yok olup gitmiyor. Aynı şekilde sürûru oluyor, huzuru oluyor, mutluluğu oluyor, bunlar da yok olup gitmiyor. İnsanla beraber geleceğine, sonraki varlığına taşınıyor. Birtakım eksiklikleri/noksanlıkları tecrübe oluyor, bir daha yapmayacağına karar veriyor böylece, acısını unutmuyor çünkü.

Geçmişimizdeki bütün bu tecrübeler, bu geçmiş şahsiyetler, diğer varlıklardan farklı olarak, hepsi insanla beraber kalıyor, yok olmuyor. İnsan birken çok oluyor böylece. Çok sayıda âlem saklıyor içinde. Sair hayvanatta bunu görmüyoruz. Geleceğe taşınan bir varlık yok gibi. İşte insanın bu yönüyle bir günü, bir ömrü, belki yalnızca bir saati, diğer hayvanların bir türünden daha fazla âlem ve farklılık içerir. Bediüzzaman'ın o cümlesinde insanın bu zenginliğine de bir gönderme var. Ve Allah, bizdeki bu zenginliği bildiği için vahyinde bizi muhatap alıyor..."

 

Tüm Haberler

Tümü için tıklayın...