Alternatif Bakış’ta bu hafta her hafta olduğu gibi Türkiye ve dünya gündemi masaya yatırılıyor. Avrupa Birliği ile Türkiye arasında yaşanan gelişmeler, göç meselesi ve Avrupa’nın vaziyeti Prof. Dr. Kadir Canatan tarafından değerlendirildi.
Avrupa Birliği ülkelerinin, göçmenlerle ilişkisini bir paradoks olarak değerlendiren Canatan “Avrupa bir paradoks yaşıyor. Bir taraftan genç nüfusa özellikle nitelikli iş gücüne ihtiyacı var, bunu kendi içinden sağlaması da mümkün değil. Onun için Avrupa dışından bir iş gücü ihtiyacı var. Fakat diğer taraftan bu yabancı kökenli iş gücünün artması toplumda rahatsızlık yaratıyor. Özellikle de Müslüman toplumlardan gelen göçmenlerin dini kimliğinin farklı olması, kültürlerinin farklı olması, farklı bir günlük hayat tarzlarının olması oradaki sanki yerleşik düzeni sarsıyor, korkutuyor, endişeye sevk ediyor“ dedi.
Göçmenler konusunda dengeli ve sürekli bir politika izlenmediğini belirten Canatan, kapıların kimi zaman açılıp kapandığını, kimi zaman ise sadece nitelikli göçmenlere kapıların açıldığını ifade etti. Sadece nitelikli göçmenleri almanın sonuçlarının Avrupa açısından yine istenmeyen sonuçlar doğurduğunu belirten Canatan, nitelikli bir göçmenin iş bulup çalışmaya başladığı zaman aile birleşimi yapmasıyla ilgili bir takım koşullar ve kısıtlamaların olduğunu belirtti.
Avrupa’nın izlediği bu göçmen politikasının göçmenleri de zor durumda bıraktığını belirten Prof. Dr. Kadir Canatan “Diyelim ki 50 yıl 60 yıl Almanya ‘da yaşayan bir Türk kökenli göçmen anne-babasına bakım sorumluluğu olduğu için getirmeye kalksa mesela buna müsaade edilmiyor. Dolayısıyla göçmenlik hem alan ülkeler açısından hem de bu sürece katılanlar açısından sıkıntılı bir süreç diyebiliriz“ dedi.