Bediüzzaman diğerlerinin başaramadığı neyi başardı?
"O yüzden Üstad, Kur'an'ı yeniden hayatın merkezine getirme çabasını ortaya koymuştur. Abduhlar, Reşid Rızalar vs.'ler de bunu yapmaya çalışmışlardır. Belli bir ölçüde başarmışlardır. Ama eksik kalmışlardır. Eksik kaldıkları nokta şu olmuştur: İnsan tasavvurları eksiktir."
Her pazartesi TV111 ekranlarında izleyicisiyle buluşan Alternatif Bakış programında bu hafta yazar Metin Karabaşoğlu, ilahiyatçı Kenan Demirtaş, ilahiyatçı İshak Özgel ve Şener Boztaş, Said Nursî'nin 55. vefat yıldönümü münasebetiyle Bediüzzaman'ın ve Risale-i Nur külliyatının âlem-i İslam adına önemini ve tefsir geleneğindeki yerini konuştular.
Şener Boztaş'ın; "Bediüzzaman'ın devrindeki âlimlerden daha farklı olarak Kur'an tefsirinde başardığı şey nedir?" temalı sorusu üzerine Özgel, Nur külliyatının telif edildiği dönemin şartlarını, onun gibi Kur'an'ın müdafaası adına eserler telif eden Muhammed Abduh, Reşid Rıza, Cemaleddin Afganî, Seyyid Kutup gibi âlimleri örnek göstererek şunları söyledi:
"Hakikaten çok enteresan şeylerden bir tanesi; Onikinci Söz'de Üstadın 'Kur'an hikmeti' ile 'felsefe hikmetini' mukayese etmesidir. Nasıl düşündürüyorsanız insanları, hangi değerlerle düşündürüyorsanız, insanlar öyle duygulanıyorlar. Öyle duygulanan insanlardan da böyle davranışlar ortaya çıkıyor.
O yüzden Üstad, Kur'an'ı yeniden hayatın merkezine getirme çabasını ortaya koymuştur. Abduhlar, Reşid Rızalar vs.'ler de bunu yapmaya çalışmışlardır. Belli bir ölçüde başarmışlardır. Ama eksik kalmışlardır. Eksik kaldıkları nokta şu olmuştur: İnsan tasavvurları eksiktir. İnsan tasavvurları yine Batı medeniyetinden etkilenmiş bir insan tasavvurudur. Ama Üstadın insan tasavvuru ise tamamen hakikatidir. Yani kalbini, ruhunu, duygularını, hislerini hatta ki, bence çok ince birşeydir, latife denilen birşeyden bahsediyoruz.
O halde siz Kur'an'ı yeniden hayata getireceğiniz zaman bütün bunları kuşatan bir insanın hayatına getirirsiniz. Halbuki diğerleri Batı'dan etkilenerek insanın sadece akılsal/rasyonalist bir yapıya sahip olduğunu düşünüp, bütün meseleleri rasyonel bir tarzda anlatmaya çalışmışlardır. Bu da kuşatılmamıştır. Zaten tüketilmemiştir de..."