Bediüzzaman İslamcı mıydı?
İslamcılık, çok geniş bir coğrafyada, çok sayıda insanın hamiyet-i diniye ile giriştiği gayretlerin toplam ifadesi için kullanılıyor. Bu da tanımını güçleştiriyor. Yapılan tanıma göre bu sorunun cevabı da değişecektir.
TV111 ekranında her pazartesi izleyicisiyle buluşan Alternatif Bakış programında bu hafta, yazar Metin Karabaşoğlu, hukukçu Ömer Faruk Uysal ve hukukçu Ahmet Özkılınç; Şener Boztaş'ın 'Bediüzzaman, İslamcılık ve İttihad-ı İslam' eksenindeki sorularını yanıtladılar.
"Bediüzzaman İslamcı mıdır?" sorusuna cevap arandığı bölümde Karabaşoğlu, bu soruya verilecek olan cevabın aslında doğrudan İslamcılığın tanımıyla ilgili olduğunu ifade etti. Çok geniş bir coğrafyada, çok sayıda etnik ve farklı kültüre bağlı insanların, aynı hamiyet-i diniye ile 'İslamcılık' çatısı altında değerlendirildiğini belirten Karabaşoğlu; bu noktada Bediüzzaman için bir 'İslamcıdır' veya 'İslamcı değildir' hükmünü belirtebilmenin, önce tanımda bir uzlaşı gerektirdiğini dile getirdi.
Eğer İslamcılığın, sırf bir siyasi hareket, yani 'Batı'nın siyasi hamlelerine karşıt siyasi hamleler' ideolojisi olduğu düşünülürse, ne Bediüzzaman'ın ne Mehmet Akif Ersoy'un ne de Elmalılı Hamdi Yazır'ın İslamcı sayılamayacağını belirten Karabaşoğlu; fakat daha geniş bir çerçevede 'Batı medeniyetinin İslam coğrafyasını her koldan ve yoldan istilasına' karşı, hayatın her noktasında ve hassaten dinî düşüncede bir karşı duruş, bir hamiyet içeriyorsa İslamcılık, bu isimlerin tamamı hakkında İslamcı ifadesini kullanabileceğimizi belirtti.
O dönemde her ehl-i hamiyetin, kendi meşrebince bu istilaya karşı iman, din, hayat, siyaset veya daha farklı alanlarda bir direniş sergilediğini belirten Karabaşoğlu; bu kişilerin durdukları yerler arasında kesin çizgilerle bir ayrım yapıp "Şuradan şurası İslamcılıktır..." demenin pek de mümkün olmadığını, bu nedenle İslamcılığın anlaşılmasında daha yumuşak çizgilere sahip olmak gerektiğini sözlerine ekledi.