TV111 ekranlarında izleyicisiyle buluşan Alternatif Bakış Özel'de, yazar Metin Karabaşoğlu ve Şener Boztaş, Bediüzzaman ve Risale-i Nur hakkındaki iddialara cevap verdiler. Bu iddialardan birisinin de 'mehdilik' başlığında düğümlendiğini belirten Boztaş'ın "Bediüzzaman mehdilik iddiasında bulunmuş muydu?" şeklindeki sorusu üzerine Metin Karabaşoğlu şunları söyledi:
"Birileri bakıyorlar ki: Bir Bediüzzaman var. İdamlarla tehdit edilse de iman hakikatlerini anlatmaya devam ediyor. Buradan hareketle 'Mehdi herhalde budur!' diye çıkarımda bulunuyorlar. Bediüzzaman'a mehdi olduğu düşüncesiyle hürmet ve muhabbet ediyorlar. Buna karşılık Bediüzzaman'da 'Hah, nihayet anladınız!' falan tarzı birşey görmüyoruz. Bilakis, kaç tane mektubu vardır böyle bir algıya karşı uyaran. Emirdağ Lahikası I'de bunu net bir şekilde açıklar. Peki, niye uyarı vardır buna dair? Çünkü Risale-i Nur'un mesleği burhan mesleğidir."
Cevabının devamında Bediüzzaman'ın metod olarak 'söyleyeninin makamından güç alan' kazıye-i makbule metodunu değil de 'delilden güç alan' burhan mesleğini takip ettiğini belirten Karabaşoğlu; Bediüzzaman'ın kendisi hakkındaki mehdiyet iddialarına karşı da hep bu zeminden beslenen cevaplar verdiğini ifade etti:
"Diyor ki Bediüzzaman: Kur'an'ın öğrettiği metod burhan metodudur. Kendi içinden veya kainattan delil göstermektir. Yani 'zan' değildir. Peki, sağlam bir delille birşeyin hakikat olduğu sende tahakkuk ettiğinde, bu seni hangi noktaya getirir? Senin imanın zan düzeyinde mi olur, yakin düzeyinde mi olur? Elbetteki yakin. Şimdi diyor ki Bediüzzaman: Kur'an'ın hüccet yoluyla gidildiğinde ulaşacağımız seviye yakindir. Peki, böyle değil de, 'Bak koca koca adamlar böyle söylüyorlar' veya 'Bediüzzaman mehdidir. Bak o böyle söylüyor' şeklinde inanmak, bu burhan mesleği midir? Hayır, bu burhan mesleği değildir. Bu, kazıye-i makbule mesleğidir. Burhandan yakine gidiyorsun. Kazıye-i makbuleden nereye gidersin? En fazla zann-ı galibe gidersin."