Bediüzzaman, Said Halim Paşa'nın teklifini neden kabul etmedi?
TV111'de her hafta izleyicisiyle buluşan Tarih İçinde Bediüzzaman programında Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Âdem Ölmez ve Mehmet Akif Memmi; her hafta, yakın tarihin bir kesitini Bediüzzaman'ın hayatı paralelinde analize tâbi tutuyorlar.
Programda bu hafta, Ölmez ve Memmi, I. Dünya Savaşı sonrası ateşkes yıllarını ve Bediüzzaman'ın esaret dönmesinin ardından İstanbul'da işgale karşı verdiği mücadeleyi konuştular. Memmi'nin; "Bediüzzaman, esaretten İstanbul'a döndükten sonra devlet ricali tarafından nasıl karşılandı?" sorusu üzerine Ölmez şunları söyledi:
"O sırada bildiğiniz gibi dönemin başbakanı Said Halim Paşa. Said Halim Paşa, o dönemin siyasetçileri içinde İslamî duyarlılığı ile önplana çıkmış bir isim. Bediüzzaman'a sempatiyle bakıyor. Ona bir teklifte bulunuyor. Diyor ki: İstersen, gelip benim yalımda kalabilirsin. Yeniköy'deki yalısında. Orayı, o şöyle zihninde tasavvur ediyor Said Halim Paşa:
Entelektüellerin buluştuğu, kitapların okunduğu, çevirilerin yapıldığı bir zemin olsun istiyor kendisince. Bediüzzaman'ın orada bulunmasını da bu faaliyetin sürmesi açısından bir gereklilik olarak görüyor. Ama Bediüzzaman, iktidarla ilişkilerini her zaman mesafeli tuttuğundan dolayı, bir başbakanın kendisine vermek istediği yalısını tercih etmiyor. Biliyorsunuz, hayatı boyunca başkalarından böylesi karşılıksız ikramları hep reddetmişti Bediüzzaman. Burada da aynı şeyi yapıyor. Daha önce II. Abdulhamid zamanında ve daha sonra Cumhuriyet döneminde de benzer tavırları görülür Bediüzzaman'ın.
Daru'l-Hikmeti'l-İslamiyye'den aldığı parayla da kitap bastıracaktır. Malum, şu an Risale-i Nur külliyatında yeralan İşârâtü'l-İ'caz, Enver Paşa'nın bizzat destekleriyle o dönemde basılmıştır. Bediüzzaman bu eseri Doğu cephesinde Ermeni ve Ruslarla savaşırken yazmıştır. Yine Nokta, Şemme, Katre, Hakikat Çekirdekleri gibi pekçok eserini de yine bu dönemde bastırdı. O gün yapılmış baskıların birçoğu şimdi elimizde."
Devamında, Dünya Savaşı sırasında yaşadığı acılardan ve gördüğü acı tablolardan dolayı Bediüzzaman'ın çok sarsıldığını ve yalnızlığı arzuladığını da belirten Ölmez; ancak yine de İstanbul'un İngilizler tarafından işgal altında tutulmasına kayıtsız kalamadığını ve onlara yönelik de eserler telif ettiğini sözlerine ekledi.