Bediüzzaman'ın iltifatları 'taktiksel' miydi?
"İsim vermek istemiyorum ama, Bediüzzaman üzerine çalışan, fakat tamamen seküler bir mantıkla çalışan siyasetbilimci, sosyolog falan... Onların çalışmalarında böyle şeyler görüyoruz. Buradaki gibi iltifatlı ifadeleri kendilerince 'başkalarını yakalama' veya 'kendine cezbetme' çabası gibi okuyorlar seküler akıllarıyla."
TV111 ekranlarında izleyicisiyle buluşan, hukukçu Ahmet Özkılınç ve yazar Metin Karabaşoğlu'nun hazırlayıp sunduğu Bediüzzaman'dan Mektup Var programında her hafta Bediüzzaman'ın bir mektubu, geçmişten günümüze izleri ve yansımaları da takip edilerek analizlere tâbi tutuluyor. Bu hafta da Barla Lahikası'ndaki mektuplardan birisini, Refet (Barutçu) ağabeyin Risale-i Nur halkasına katılmasının ardından, Bediüzzaman'ın ona karşı hissettiklerini ve tavsiyelerini aktardığı bir metni analiz ettiler.
Mektubun giriş kısmında yeralan: "Aziz kardeşim Re'fet Bey, senin mektubunu ve kitabını memnuniyetle aldım. Gayet sevdiğim bir talebem olan Hulûsi Beyin ruhunu sizde hissettim. Seni yeni değil, Hulûsi gibi eski bir talebe olarak kabul ettim..." ifadelerinde olduğu gibi Bediüzzaman'ın talebelerine veya sevenlerine ettiği iltifatları, seküler bir bakış açısıyla analiz eden kimi isimlerin onları 'abartılı' ve 'insanları kendine çekmeye amaçlı' olduklarını iddia ettiklerini belirten Karabaşoğlu, bu yanlış iddia hakkında şunları söyledi:
"İsim vermek istemiyorum ama, Bediüzzaman üzerine çalışan, fakat tamamen seküler bir mantıkla çalışan siyasetbilimci, sosyolog falan... Onların çalışmalarında böyle şeyler görüyoruz. Buradaki gibi iltifatlı ifadeleri kendilerince 'başkalarını yakalama' veya 'kendine cezbetme' çabası gibi okuyorlar seküler akıllarıyla. Maalesef böyle okuma/yorumlama cihetine gidiyorlar. Halbuki bu zikredilen haletler insanın pekâlâ yaşayabileceği şeyler. Olağanüstü şeyler değil ki. Üstelik riyakârlık, tabasbus Bediüzzaman'ın hayatında olmayan birşey. Mahallesine, semtine hiç yaklaşmamış şeyler. Dolayısıyla böyle söylüyorsa Bediüzzaman, hakikaten böyle olduğu için söylüyor. İkinci bir amaçla değil."