Metin Karabaşoğlu ve Şener Boztaş, Alternatif Bakış Özel'de, son dönemde çokça tartışılan II. Abdülhamid ve Bediüzzaman ilişkisini konuştular. Bu ilişkiyi değerlendirirken, Bediüzzaman'ın yaşadığı coğrafyanın sorunlarına dair tespitlerine ve oluşmaya başlayan fay hatlarına dair öngörülerine dikkat çeken Karabaşoğlu; bu anlamda II. Abdülhamid'e mektep-medrese gerilimi üzerinden getirdiği eleştirilerin görmezden gelinemez hakikatler içerdiğini ifade etti:
"Mektep-medrese gerilimi dolayısıyla ehl-i medrese ehl-i mektebe iyi gözle bakmıyor. Özellikle, ehl-i medrese, ehl-i mektebin aldığı eğitimden kaynaklanan düşünüş biçiminde bir la-dinileşmeyi görüyor. Ve buna iyi gözle bakmıyor. Öte taraftan, ehl-i mektep de, medresede eğitim görene 'Bunlar geride kalmış' nazarıyla bakıyor. Buradan dindar-seküler diye bir fay hattı oluşuyor. Birbirinden yararlanacak değil birbirine kötü gözle bakan bir damar vücuda geliyor."
Abdülhamid döneminde oluşan mektep-medrese geriliminin ikinci bir arıza olarak da bölgede milliyetçiliği körüklediğine dikkat çeken Karabaşoğlu; Bediüzzaman'ın bu noktadaki öngörüsünün de doğru olduğunu dile getirdi:
"Arapça ve Kürtçe eğitim medreselerin çizgisi. O bölgedeki insanların anadili zaten Kürtçe. Türkçe bilenleri Türkçe eğitim veren mekteplere gidiyor. Burada da yine dil üzerinden bir milliyetçilik zuhur ediyor. Ayrıca bir de şu var: Mektepten çıkıyor bazı Kürt çocukları, yüksek öğrenim için İstanbul'a geliyor, orada milliyetçi fikirlerle karşılaşıyor. 'Türkçülük' bu fikirler ağırlıklı olarak. Şunu görüyor Bediüzzaman: Bu durum, tepkisel olarak, bölgede Kürtçülük üretilmesine neden oluyor. Neticede, ümmet ve Osmanlı bütünlüğü içerisinde, aynı din için, aynı devlet çatısı altında çaba göstermiş İslam'ın iki unsuru arasında milliyetçi bir çatışma ve gerilim oluşuyor."
Analizinin devamında, Bediüzzaman'ın o günlerde II. Abdülhamid'in dikkatini çekmeye çalıştığı mezkûr sorunların bugünümüzü de en çok tedirgin eden problemler olduğuna vurgu yapan Karabaşoğlu; onun eleştirilerinde ne kadar haklı olduğunu bugünün insanlarının yaşayarak gördüğünü dile getirdi:
"Bediüzzaman yanlış birşey mi görmüş? 1) Dindar-seküler fay hattı oluşuyor diye uyarmış. 2) Türkçü-Kürtçü geriliminden milliyetçi bir fayt hattı oluşuyor diye uyarmış. Her ikisinin de biz hala ceremesini çekiyoruz."