Bencil insan neden halden anlamaz?
"Bencil insan karşısındaki insanın halini anlayamaz. Kendi ekseninde düşündüğü ve empati yapamadığından dolayı bunu başaramaz."
Her hafta TV111 ekranlarında izleyicisiyle buluşan ve Risale metinlerini farklı açılardan irdeleyen Holografik Bakış'ta bu hafta, Zübeyir Tercan ve Abdurreşid Şahin, İkinci Söz'den hareketle Bediüzzaman'ın neden 'halini anlamak' ve 'ona demek' görevlerini Hudabin olanın meziyetleri olarak aktardığına dair tefekkürde bulundular.
Mezkûr metinde geçen;
"Sonra döner, öteki adama rast gelir. Halini anlar. Ona der: 'Yahu, sen divane olmuşsun. Batnındaki çirkinlikler zahirine aksetmiş olmalı ki, gülmeyi ağlamak, terhisâtı soymak ve talan etmek tevehhüm etmişsin. Aklını başına al, kalbinitemizle—ta şu musibetli perde senin nazarından kalksın, hakikati görebilesin. Zira nihayet derecede âdil, merhametkâr, raiyetperver, muktedir, intizam perver, müşfik bir melikin memleketi, hem bu derece göz önünde âsâr-ı terakkiyat ve kemâlât gösteren bir memleket, senin vehminin gösterdiği surette olamaz.'"
ifadelerini 'Hodbin' ve 'Hudabin' kavramlaştırmaları ekseninde analiz eden Şahin; bu 'halini anlamak' ve 'ona deme'nin neden İkinci Söz'de Hodbin'in değil Hudabin'in tavrı olduğuna dair şunları söyledi:
"Bencil insan karşısındaki insanın halini anlayamaz. Kendi ekseninde düşündüğü ve empati yapamadığından dolayı bunu başaramaz. Karşısındaki insanın derdi var, sıkıntısı var, âleminde bir cehennem yaşıyor, bunun farkına varamaz. Yalnız kendisi için endişelendiği için başkası için endişelenemez. Diğergam olan ise kendinden çok dışarıyı öncelediği için, yani kendini değil, hakkı merkeze koyduğu için ve de kalben bütün kainatı bir gördüğü için, kendisinin ızdırabı yanında başkasının da ızdırabını görmemesi mümkün değildir.
Bir de çok ilginç: 'Ona der...' diyor Bediüzzaman. Ona dememesi de mümkün değil. 'Halini anlar ama döner gider' demiyor. 'Halini anlar. Ona der...' Hatta 'Böyle bakarsan, böyle çekersin, oh olsun!' da demiyor, demez. Bu önemli bir nokta. Eğer gerçekten mümin isek, gerçekten Hudabin isek, gerçekten Hakendiş isek, o kişinin o halini görüp de 'Oh olsun!' deyip geçemeyiz. Veya sessiz de kalamayız."