Bir tek Allah, bütün kainata nasıl yetişiyor?
Yaratılmışların varlığı, Allah'ın varlığına nisbetle çok zayıf bir varlık seviyesindedir. Bu zayıf seviye, zaten Kayyum olan Allah'ın kudretine bağlı olduğundan, idaresi ona zor gelmez.
TV111 ekranlarında her perşembe izleyicisiyle buluşan Nur Penceresi programında, bu hafta, İlahiyatçı Kenan Demirtaş, Bediüzzaman Said Nursî'nin "Kâinattan Hâlıkını soran bir seyyahın müşahedatıdır..." cümlesiyle başlayan Yedinci Şua/Ayetü'l-Kübra isimli eserinden hareketle; evrendeki varlıkları inceleyerek Allah'ın varlığını nasıl görebileceğimizi, isimlerine ve sıfatlarına dair okumalar nasıl yapabileceğimizi, özetle; 'yarattıklarının Yaratanı nasıl anlattığını' izah etti.
"(...) o rububiyet faaliyeti içinde görünen teshir, tedbir, tedvir, tanzim, tanzif, tavziften mürekkep bir hakikat, bu azameti ve ihatatı ile o semâvât Hâlıkının vücub-u vücuduna ve vahdetine ve mevcudiyeti, semâvâtın mevcudiyetinden daha zâhir bulunduğuna bilmüşahede şehadet eder..."
ifadelerinin açıklaması sırasında, Bediüzzaman'ın, bu eserde özellikle 'Vacibü'l-Vücud' ve 'Vücub-u Vücud' gibi kavramlara sık atıflar yaptığına dikkat çeken Demirtaş; Yedinci Şua'yı tam anlamak için her iki terkibin ve kavramlaştırmanın iyi anlaşılması gerektiğini ifade etti. İlm-i Kelam'da, yani Kur'an'ın anlaşılmasında, bu tür kavramların özel anlamlar ifade ettiğine de vurgu yapan Demirtaş; her iki kavramın zihinlerde daha rahat karşılık bulması açısından 'bir lamba ve bin ayna' örneklendirmesi yaptı.
Bir lambanın karşısına ne kadar ayna konulursa konulsun, ayna sayısının yansıma noktasında lambaya artı bir yük ilave etmeyeceğini belirten Demirtaş; bunun insanın konuşmasında da böyle olduğunu, ağızdan ses çıktıktan sonra karşısındaki kulak sayısının o sese hiçbir külfet ifade etmediğini, bir veya binin aynı şekilde o sesten istifade edebileceğini ifade etti.
Cenab-ı Hakkın vücudunun bizim vücudumuza kıyasının da 'asıl lamba' ile 'aynalarda yansıyan görüntüleri' misalinde olduğu gibi; ona bağlı ve onun devamına izin verdiği ölçüde devamlı olabileceğine dikkat çeken Demirtaş; üzerimizdeki tecelli eden her güzelliğin Allah'tan gelmesiyle bizim de bir nevi aynada yansıyan lamba görüntüsü gibi bir varlığa sahip olduğumuzu ifade etti.
Bu nedenle böylesi zaten ona bağlı ve zayıf bir vücudla ona külfet vermemizin, yük olmamızın, zor gelmemizin (haşa) mümkün olmadığını vurgulayan Demirtaş; onun sonsuz kudretine kıyasla bir ile binin, az ile çokun, büyük ile küçüğün hiçbir fark oluşturmadığını, hepsine birden yetişebildiğini ve hepsini birden idare edebildiğini sözlerine ekledi.