Bir yazar üslûbunu nasıl belirler?
"Ama klasik anlamda biz artık 'hikaye' anlatmıyoruz. Öykü kuruyoruz deyim yerindeyse. O öykünün kurulma şekliyse biraz kafanın çalışma biçimiyle yürüyen birşey. Hayatı yorumlarken, yaşadıklarımızı düşünüp yorumlarken, yahut da onlara tepki verirken birtakım tortular kalıyor bizde."
TV111'de her hafta izleyicisiyle buluşan Kahve Bahane programında yazar Güray Süngü, Kübra Nur Duran'ın konuğu oldu. Duran'ın; "Öykülerinizde kurmacanın sınırlarını zorladığınız görülüyor. Bunun belirli bir nedeni var mı?" sorusu üzerine Süngü; yazarlık, üslûp, seçimler ve yazarlıkta izlenen yol üzerine şunları ifade etti:
"Bu bir duyma meselesi. Dünyayı algılama meselesi. Düşünme biçimi meselesi. Öykü hikaye anlatır, roman hikaye anlatır. Ama klasik anlamda biz artık 'hikaye' anlatmıyoruz. 'Öykü kuruyoruz' deyim yerindeyse. O öykünün kurulma şekliyse biraz kafanın çalışma biçimiyle yürüyen birşey. Hayatı yorumlarken, yaşadıklarımızı düşünüp yorumlarken, yahut da onlara tepki verirken, birtakım tortular kalıyor bizde.
Sanat diye ortaya çıkan şey o tortulardan oluşuyor. Ya sizi rahatsız eden, ya sizi çok mutlu eden, ya sizi huzursuz eden, ya sizi başka bir hale sürükleyen o tortular. O tortulara baktığımız zaman, bu bir şekilde, kendimizce, kendi lisanımızla ortaya koymamız gerekiyor ve bunu söyleyiş, (her sanatçının kendi tarzında bir söyleyişi olacağı için) doğal olarak kendi algısı, kendi düşünme biçimi doğrultusunda oluyor. Benimki de biraz böyle..."