Bizi 'din' mi geri bıraktı?
Bugün müslümanların çoğunlukta olduğu coğrafyalardaki sıkıntılar, imanı kavî olmayanlarda dine dair haksız şüpheleri hatıra getiriyor...
Her hafta salı günü saat 20:00'de TV111 ekranlarında izleyicisiyle buluşan ve Risale metinlerini farklı perspektiflerden tefekkür etmeye çalışan Risale Ayracı'nda bu hafta İkram Arslan ve Ahmet Ay, Zühre Risalesi'nin Beşinci Nota'sından hareketle, 'iman etmenin neden doğru bir seçim olduğuna' ve 'bir müminin hayatına imanın neler kattığına' yönelik analizlerde ve tesbitlerde bulundular.
Bugün böylesi sorgulamalar ve analizler yapmamızın sebebinin biraz da müslümanların dünyevî başarıyla aralarında açılan mesafe olduğuna dikkat çeken Arslan; Allah Resulü aleyhissalatuvesselamın çileli mücadelesinin ardından hep fetih hareketleri ve medeniyet başarıları ile dolu bir tarihe sahip olan müminlerin, Batı medeniyetinin yükselişiyle bir bocalama yaşadığını; ellerinden uzaklaşan dünyevî kazanımlarla kalplerindeki iman arasında sağlıksız bağlantılar kurabildiklerini ifade etti.
Bir nevi 'kompleks' denilebilecek bu nazar hatası nedeniyle Cumhuriyet'in ilk dönemlerinde (ve hatta Osmanlı'nın son dönemlerinde de) 'dinden uzaklaşılarak ancak dünyevî başarı ve medeniyetin elde edilebileceği' yönünde sapkın yorumların yapılabildiğine dikkat çeken Arslan; bu nazar hatasının Batı medeniyeti karşısında sadece maddî güç olarak değil, manevî olarak da; yani psikolojik olarak da ezik bir durumda kalmayı sonuç verdiğini belirtti.
Buna karşılık Bediüzzaman'ın Batı medeniyetinin cazibedar dışına değil de içinin çirkinliğine dikkatlerimizi çektiğini ifade eden Arslan; bunun bir anlamda müminlerin kafa ve kalplerindeki bir 'bakış açısı hatasını' düzeltmek anlamına geldiğini; yani kaybedişin veya dünya anlamında geri kalışın dinin değil 'müminlerin o dinin gereklerini uygulamadaki hatalarının' bir neticesi olduğunu sözlerine ekledi.