CHP'nin İptal Başvurusu Çözüme Değil, Karmaşaya Hizmet Ediyor!

CHP'nin İptal Başvurusu Çözüme Değil, Karmaşaya Hizmet Ediyor!

Kültür Bakanı Ömer Çelik'in açıklamaları da gösterdi ki; çıkarılan yasa Risale-i Nur neşrini güçleştirmek için değil, bir çözüme kavuşturmak için. Fakat CHP'nin iptal başvurusu, eğer bir sonuca ulaşırsa, meseleyi daha karmaşık bir hale getirecek.

TV111 ekranlarında her pazartesi izleyicisiyle buluşan Alternatif Bakış'ta bu hafta, yazar Metin Karabaşoğlu ve hukukçu Ömer Faruk Uysal, Şener Boztaş'ın 'Risale-i Nur'un bandrol meselesine dair' sorduğu soruları yanıtladılar.

"Risale-i Nur Külliyat'ı basan yayınevlerine neden bandrol verilmiyor? Problem ne zaman, neden, nasıl başladı? Problemin tarafları kimler ve konuya nasıl yaklaşıyorlar? Konunun hukuki boyutu ne?" gibi pekçok sorunun gündeme geldiğin programda CHP'in Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı iptal başvurusu da konuşuldu.

 

Yasa 'tıkanıklığı gidermek' için

Risale-i Nur'la ilgili olarak çıkarılan yasanın iptali isteminin sorunun çözümüne yönelik bir adım gibi bazı kesimler tarafından lanse edildiğini söyleyen Boztaş, aslında bu başvurunun sonuca ulaşması ihtimalinde Risale-i Nur'larla ilgili basım sorununun daha da büyüyeceğini belirtti.

Yasanın mevcut tıkanmayı gidermek için çıkarıldığının altını çizen Boztaş, tıkanıklığı aşmanın tek yolunun CHP tarafından ortadan kaldırılmak istendiğini söyledi. Sürecin en başa döneceğini ve Kültür Bakanlığı'nın şartları kolaylaştırma imkanının kalmayacağını belirten Boztaş,  buna rağmen hâlâ gidişatın bazı kesimler tarafından yeterince okunamadığını ve hatta topluma da 'yanlış okutulmaya çalışıldığını' belirtti.

 

Çelik'in açıklamaları Alternatif Bakış'ı doğruladı

İki gün sonra, TBMM'de Plan ve ve Bütçe Komisyonu'nda konuyla ilgili soruları cevaplayan Kültür Bakanı  Ömer Çelik de benzer bir açıklama yaparak şunların altını çizdi:

"Bir eser var ortada, bizim kültür tarihimiz açısından siyaset tarihimiz açısından önemli, müellif vefat etmiş ve ölümünün üzerinden yetmiş yıl geçmemiş, mirasçıları bulunamıyor ya da mirasçılar vekaletname vermiyor. Bu eseri basmayacak mıyız? 

Biz bu tip eserlerin basılmasına yol açan bir yöntem geliştirdik. Yasal varisler gelir de 'normal telif hakkını almak' isterse onu da kanuna derc ettik. Makul bir şekilde o telifini alacak.

Ya da hiçbir yasal varisi olmayan bir kitabı biz tutup bastık, üstünden yetmiş yıl geçmemiş, ama o yetmiş yıl içinde yasal varisleri çıktı geldi. Dedi ki: Benim kitap üzerinde hakkım var ona bu şey ödenecek. Burada önemli olan kitabın basılmasını sağlamak, aksi takdirde kitap basılamıyor. 

Biz devletleştirme ya da yasaklama değil, kitabın basılabilmesine yönelik özgürlük kapısını açmış olduk. Yoksa kitap basılamayacak. Biz bu kanunu çıkarmasaydık bu eser ebediyen basılmayacaktı, böyle kalacaktı. Biz bandrol veremeyecektik."

Sürecin bundan sonraki aşamaları için de açıklama yapan Çelik; "Biz yayın zorunluluğu getirmişiz, kanunda var. Kimse basmazsa devlet basacak. Eserin hayatiyetinin korunması ile ilgili kanuna zorunluluk derc etmişiz biz. Eğer kimse devralmıyorsa üzerine eninde sonunda devlet basacak!" şeklinde konuştu.

 

Tüm Haberler

Tümü için tıklayın...