'Cihadcı müslüman' tanımlaması bir tuzak mı?
"Terör eşittir cihad denmesi mümkün değil. Efendimizin uygulamaları ve ondan bugüne gelen miras ortada. Bu yüzden birilerinin yaptıkları üzerinden 'cihad' kelimesinin kötülük imgesi olarak sunulmasına da razı olacak değiliz."
TV111 ekranında her pazartesi izleyicisiyle buluşan Alternatif Bakış programında, araştırmacı-yazar Metin Karabaşoğlu ve hukukçu Ömer Faruk Uysal, Şener Boztaş'ın 'Paris saldırısı, Avrupa'da yükselen İslamofobi ve yansımaları' hakkındaki sorularını yanıtladılar.
Bu meseleler konuşulurken bir tuzağa düşülmekten de özellikle kaçınılması gerektiğine dikkat çeken Karabaşoğlu; Batı'nın gündemdeki konulara dair dayattığı kavramları, kelimeleri veya isimlendirmeleri sorgulamaksızın tartışma içerisinde kullanmanın o kavram ve tanımlar üzerinden taşınan ithamı kabullenmek anlamına gelebileceğine vurgu yaptı.
Özellikle son dönemdeki tartışmalarda 'cihadcı müslüman' gibi ifadelerin sıklıkla kullanıldığını belirten Karabaşoğlu, böylesi bir kavramın İslam'da olmadığını, dolayısıyla bu tanımlamanın İslamî olmadığını; bunun bir Batı tanımlaması ve dayatması olduğunun unutulmaması gerektiğini ifade etti.
Cihadcı müslüman ifadesi arkasında yapılmak istenenin aslında müslümanları 'cihadcılar' ve 'cihad etmeyenler' olarak ikiye ayırmak olduğuna dikkat çeken Karabaşoğlu; halbuki Kur'an'da cihadın Allah'ın bir emri ve dinin bir farzı olarak bulunduğunu, dolayısıyla cihad etmeyen veya cihadı inkâr eden bir müslümanın olamayacağını, ancak bu cihad tanımının içini İslamî ve Kur'anî gelenek içerisinde anlamlandırmak gerektiğini dile getirdi. "Birilerinin yaptıkları üzerinden cihad kelimesinin kötülük imgesi olarak sunulmasına da razı olacak değiliz..." diyen Karabaşoğlu; bu tuzağa düşülmesi halinde İslam'ın bir gereği ve parçası olan cihadın da kötülenen bir kavram haline gelebileceğini belirtti.
Allah Resulü aleyhissalatuvesselamdan bugüne cihad kavramının en ince detaylarına kadar belirgin bir uygulama ve hukuk barındırdığının da altını çizen Karabaşoğlu; İslam'da cihadın masumları öldürmek için değil, mazlumları zulümden kurtarmak için ve masum insanlar arasında değil, ordular arasında yapılan birşey olduğunu sözlerine ekledi.