Darbe anayasasıyla demokrasi olabilir mi?
Mevcut anayasa, bir darbe anayasasıdır. Üzerinde yapılan kapsamlı demokratikleştirme çabalarına rağmen birçok sorunlar barındırmaktadır. Sistem tartışmalarına, sahadaki sorunlardan değil, anayasadan başlamamız lazım.
Her cumartesi, TV111'de izleyicisiyle buluşan Haftanın Yorumu programında bu hafta, Fethi Çağıl ve hukukçu Safa Mürsel, 'Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Bakanlar Kurulu'na başkanlığı' meselesini ve bu mesele hakkında süren tartışmaların detaylarını masaya yatırdılar.
1982 Anayasası'nın özünde bir 'darbe anayasası' olduğunu ve bu yönüyle de elbette tartışmaya açık olduğunu belirten Mürsel; ancak bu anayasanın hâlâ geçerli olduğu bir düzlemde cumhurbaşkanlarının normalden öte/yüksek yetkilere sahip olmasının yadırganmaması gerektiğini ifade etti. 'Başkanlık sistemi' eleştirilerinin üretildiği şu zeminde, aslında önce 1982 Anayasası ile bir hesaplaşmanın şart olduğunu dile getiren Mürsel; 1982 Anayasası yürürlükten tam olarak kaldırılmadan, içeriği ne kadar demokratikleştirilmeye çalışılırsa çalışılsın, asla tam bir demokratikleşmenin olamayacağını ifade etti.
Mevcut anayasanın, 'hayır' oyu kullanmanın mümkün olmadığı şartlarda, cunta baskısı altında, generaller tarafından hazırlandığını, danışma kurullarının ise sadece göstermelik bir hizmet sunduğunu dile getiren Mürsel; böylesi bir durumda eğer sistem adına bir tartışma yürütülecekse, önce anayasanın tartışılıp tamamiyle sivil bir anayasanın halkın oyuyla yürürlüğe konması gerektiğini sözlerine ekledi.