Eski Said ve Yeni Said ayrımı nasıl anlaşılmalı?
"Dönemin şartlarına göre bir pozisyon belirliyor. Ama bütün dönemlerde mesajını iletiyor. Bu mesajı ne şekilde olur? Düşmana karşı şiddetle olur. İçeride telkinlerle/anlatımla olur."
TV111'de her hafta izleyicisiyle buluşan Tarih İçinde Bediüzzaman programında Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Âdem Ölmez ve Mehmet Akif Memmi; her hafta, yakın tarihin bir kesitini Bediüzzaman'ın hayatı paralelinde analize tâbi tutuyorlar. Programda bu hafta, Ölmez ve Memmi, I. Dünya Savaşı sonrası mütareke yıllarını ve Bediüzzaman'ın esaretten dönmesinin ardından İstanbul'da işgale karşı verdiği mücadeleyi konuştular.
Bu mücadelenin Ankara hükümetinin de dikkatini çektiğini belirten Ölmez'e, Memmi'nin; "Bediüzzaman'ın siyasete karşı duruşunda Eski Said ve Yeni Said dönemleri arasında keskin bir fark olduğu söyleniyor. Bunun siyasîlerle veya siyasetle hiç ilişki kurmama noktasında bir kesin çizgi içerdiğini düşünebilir miyiz? Yoksa zamanın şartlarına göre duruş değiştirdiği olmuş mudur?" şeklindeki sorusu üzerine Ölmez şunları söyledi:
"Bediüzzaman bir bütün, baştan sona... Bunu unutmamamız lazım. Dönemin şartlarına göre bir pozisyon belirliyor. Ama bütün dönemlerde mesajını iletiyor. Bu mesajı ne şekilde olur? Düşmana karşı şiddetle olur. İçeride telkinlerle/anlatımla olur. Her dönemde bu pozisyonunu alıyor. Şartlara göre bir etki alanı oluşturmuya çalışıyor. Bunun Eski Said'den Yeni Said'e geçerken çok değiştiğine dair yorum yapmak mümkün değil. Keskin bir çizgi yok. Şartlara karşı bir pozisyon alıyor. Mesela, mütareke dönemindeki o ruh haliyle düşündüğümüzde Ankara'ya gittiğinde parlamentonun yanına bile yaklaşmaması lazım. Demek ki, öyle değil. Neyi düzeltebilme imkanı varsa, ona göre pozisyon alıp, tebliğini/mesajını ulaştırmaya çalışıyor."