Gelişen iletişim imkanları bir ahirzaman alameti mi?
Medya, dünyayı bir küresel köy haline getirirken; aynı zamanda lüzumsuz ve çarpıtılmış bilgiyi de insanların beyinlerine boca ediyor.
TV111 ekranlarında her pazartesi izleyicisiyle buluşan Alternatif Bakış programında bu hafta, yazar Metin Karabaşoğlu ve hukukçu Ömer Faruk Uysal; Şener Boztaş'ın medya ile ilgili sorularını yanıtladılar. Son zamanlarda meydana gelen tartışmalar ve II. Meşrutiyet'ten bugüne yaşadığı dönüşüm ekseninde ele alınan Medya ve Medya Dili, program boyunca ilgi çekici analizlerin ortaya çıkmasını sağladı.
Boztaş'ın 'medyada ahlakın gerekliliği' konulu sorusu üzerine Karabaşoğlu, aslında bir aracı olarak medyanın 'bilginin sıhhatini' de ciddi biçimde etkilediğini, bunu da bir medya duayeni olarak ilk gündeme getirenin Marshall McLuhan'ın olduğunu söyledi. Ayrıca McLuhan'ın dünyada gelişen iletişim imkanlarını ifade ederken 'küresel köy' tabirini Batı'da ilk kullanan isim olduğunu, aynı ifadeyi bu topraklarda ilk kullananın ise, McLuhan'ından on yıllar önce Bediüzzaman olduğunu ifade etti.
Ahirzaman hadislerinde dikkat çeken 'kişinin şahit olması istenmeyen şeylerde şahitlik etmeyi istemesi' tabirinin de, gelişen iletişim imkanlarının işaretçisi olabileceğini belirten Karabaşoğlu, fakat Kur'an'ın bizi 'fasıklardan gelen haberlere' karşı uyardığını, mutlaka onları sınamamız gerektiğini belirttiğini vurguladı. Medyanın ise, ahlakî normlara sahip olmadığı sürece, bırakın sağlıklı bir şekilde olanı nakletmeyi; mevcudun sıhhatini de işine geldiği şekilde bozan, biçimlendiren ve hatta çarpıtan bir aracıya dönüşebileceğini dile getirdi.
Elbette böyle bir dünyasında iletişimin yarar değil, Bediüzzaman'ın 'medeniyet-i hazıranın köye dönüştüğünü' belirttiği yerde dikkatleri çektiği gibi büyük zararlar doğuracağının altını çizen Karabaşoğlu, insanların doğru/yanlış karmakarışık bir bilgi sağanağı içinde beyinlerini bir çöplüğe dönüştürebileceklerinin altını çizdi.