Her günahkâr fasık olur mu?
"Fasık gafil, gafil fasık ifadeleri de bence önemlidir. Biz de gaflete düşünüyoruz, ama fasık mıyız? 'İnşaallah değiliz' diye ümit ediyoruz. Fasık nedir peki? Günah işlediği halde günahından artık rahatsızlık duymayan, günaha bağışıklık kazanmış kişi demektir."
Her hafta TV111 ekranlarında izleyicisiyle buluşan ve Risale metinlerini farklı açılardan irdeleyen Holografik Bakış'ta bu hafta, Zübeyir Tercan ve Abdurreşid Şahin, İkinci Söz'den hareketle kafir/fasık kavramları ve nüansları üzerine konuştular. Mezkûr metinde geçen;
"Ey nefsim! Bil ki, evvelki adam, kâfirdir. Veya fâsık, gafildir. Şu dünya, onun nazarında bir matemhane-i umumiyedir. Bütün zîhayat, firak ve zevâl sillesiyle ağlayan yetimlerdir. Hayvan ve insan ise, ecel pençesiyle parçalanan kimsesiz başıbozuklardır. Dağlar ve denizler gibi büyük mevcudat, ruhsuz, müthiş cenazeler hükmündedirler. Daha bunun gibi çok elîm, ezici, dehşetli evham, küfründen ve dalâletinden neş'et edip onu mânen tâzip eder."
cümlelerini analiz eden ikili; burada geçen kafir ve fasık ayrımının/kullanımının, Bediüzzaman'ın farklı metinlerinde ölümü algılayış şekilleri arasında sunduğu üçlü modelle bir karşılaştırmasını yaparak, kafir ve fasık arasındaki anlam farkları üzerine şunları söylediler:
"Burada kafir ve fasık ayrımı bu üç modeldeki ilk ikiye tekabül ediyor gibi. Biri, hakikati tamamen örtmüş. İkincisi, hakikati görmüş, ama ona göre davranmamış, bedelini ödememiş. Ona hazırlık yapmamış. Dolayısıyla fasık burada ikincisi demektir. Yani ikincine karşılık gelir. Burada kullanılan 'fasık gafil, gafil fasık' ifadeleri de bence önemlidir. Biz de gaflete düşünüyoruz, ama fasık mıyız? 'İnşaallah değiliz' diye ümit ediyoruz. Fasık nedir peki? Günah işlediği halde günahından artık rahatsızlık duymayan, günaha bağışıklık kazanmış kişi demektir. Yani bir nevi günahı yol edinmiş."