İntihar 'hakiki cenneti' bulamayanların eylemidir
Modern, müreffeh, gelişmiş denilen toplumlardaki yüksek intihar oranları da insanlığın cennettinin maddi olandan ibaret olmadığını gösteriyor.
TV111 ekranlarında her perşembe izleyicisiyle buluşan Nur Penceresi programında, bu hafta, İlahiyatçı Kenan Demirtaş, Bediüzzaman Said Nursî'nin "Cennete dairdir..." cümlesiyle başlayan 28. Söz isimli eserinden hareketle; cennetin mahiyetini, lezzetlerini, cismaniyet ve cennet ilişkisini, ebedî oluşun gerekliliğini ve cenneti cennet yapan şeyin aslında ne olduğunu izleyicilerle müzakereli bir şekilde analiz etti.
Programın başından itibaren insanın cennet olarak neyi tarif ettiği ve aslında cennetin ne olduğu üzerine tefekkürler yapan Demirtaş; insan için maddi tasvirler her ne kadar cenneti tarifte hâkim konumda olsa da, aslında hayatı cennet kılanın 'içhuzuru' olduğunu ifade etti. Bugün dünyada maddi gelişmişlik, refah, sosyal haklar, zenginlik ve teknoloji noktasında zirveye oynayan pekçok ülkede, aynı zamanda intihar oranlarının da çok yüksek olduğuna dikkat çeken Demirtaş; modern zamanlardaki bu tablonun bile cennete bakışımızı maddi lezzetlerden ziyade manevi lezzetlere çevirmesi gerektiğinin altını çizdi.
Bunun yanında, maddi lezzetlerin de insanın dünyayı algılayışı anlamında bir 'olmazsa olmaz' olduğunu belirten Demirtaş; manevi olanın keşfi için maddiyatın bir eşik, bir kapı olduğunu, bu yönüyle de manevi olanı övmek için maddi olanı kötülemenin doğru olmayacağını dile getirdi.
Kur'an'daki cennet tasvirlerine de değinen ve ayetlerde sıklıkla altı çizilen bir diğer öğe olarak 'ebediyet'e de vurgu yapan Demirtaş; maddi olsun veya manevi olsun hiçbir lezzetin 'sonlu' olarak insana mutluluk getiremeyeceğini, insandaki açlığın ancak sonsuzlukla dolabilecek bir açlık olduğunu, bu nedenle eğer gerçek bir mutluluktan ve cennetten bahsedeceksek, olmazsa olmaz üç şeyimizin; içhuzuru, maddi/manevi lezzetler ve ebediyet olduğunu sözlerine ekledi.