İttihad-ı İslam'ı 'sınır birliği' olarak düşünmek doğru mu?
İttihad-ı İslam'ı bir 'sınır birliği' olarak düşünmek yanlıştır. İttihad-ı İslam bir değerler birliğidir.
Her cumartesi TV111 ekranlarında izleyicisiyle buluşan Haftanın Yorumu programında Fethi Çağıl ve hukukçu Safa Mürsel, geçtiğimiz günlerde Rafsancanî'nin yaptığı, İran ve Şiilik adına özeleştiri sayılabilecek açıklamaları da analiz ettiler.
Rafsancanî'nin bu açıklamasının İran'ın ümmete tekrar dahil olması ve yüzlerce yıldır süren bir ayrılığın son bulması anlamında umut verici olduğunu belirten Mürsel, böylesi açıklamaların Bediüzzaman Said Nursî'nin hayal ettiği 'ittihad-ı İslam'ın da müjdecisi olduğunun altını çizdi.
İttihad-ı İslam'ın bir sınır birliğinden ziyade bir 'değerler ve maksadlar birliği' olduğunu belirten Mürsel, ancak böyle anlaşılırsa ve maksadlar Kur'an ekseninde birleştirilebilirse bir birliğin mümkün olabileceğini ifade etti.
Bugün İslam coğrafyasında ülkelerin hiçbirinin sınırının İslamî sınır olmadığını ve dolayısıyla tabulaştırılmaması gerektiğini belirten Mürsel, dokunulduğunda canımız acıyan, ses verdiğimiz ve aidiyet hissettiğimiz her yerin İslam coğrafyasına dahil olduğunu; ülkenin isminden ziyade kalplerdeki ismin bir olması gerektiğini vurguladı.
Batı'da karar verilen sınırları tabulaştırarak bir İslamî birlik yakalamanın mümkün olmadığını özellikle belirten Mürsel, bu açıdan günümüz müslümanlarının da kafalarındaki birlik düşüncesini Bediüzzaman'ın söylemiyle sınaması gerektiğini belirtti.