'Kelime' aslında ne demek?
Arapçadaki 'kelime' ile Türkçede kullandığımız 'kelime/söz'ü aynı sanıyoruz. Halbuki ikisi her zaman aynı manayı karşılamıyorlar.
TV111 ekranlarında her perşembe izleyicisiyle buluşan Nur Penceresi programında bu hafta, İlahiyatçı Kenan Demirtaş, Bediüzzaman Said Nursî'nin Onikinci Söz isimli eserinden hareketle, felsefe hikmeti ve Kur'an hikmeti, yani felsefenin bilgiyi arayış, elde ediş ve sunuşuyla Kur'an'ın ders verdiği marifet arasındaki farklılıkları analiz etti.
Bu noktada Bediüzzaman'ın metinlerine ve Arapçaya aşinalık anlamında hepimize lazım olacak bir nüansa da dikkat çekmek gerektiğini belirten Demirtaş; Onikinci Söz'de de kullanıldığı üzere:
"Kur'ân-ı Hakîmin hikmet-i kudsiyesi ile felsefe hikmetinin icmâlen muvazenesi; hem hikmet-i Kur'âniyenin, insanın hayat-ı şahsiyesine ve hayat-ı içtimaiyesine verdiği ders-i terbiyenin gayet kısa bir fezlekesi; hem Kur'ân'ın sair kelimât-ı İlâhiyeye ve bütün kelâmlara cihet-i rüçhaniyetine bir işarettir..."
ifadesinde geçen 'kelimat' lafzını Türkçede olduğu gibi 'cümleyi oluşturan parçacıklar' gibi değil; bir anlam ve amaç bütünlüğü olan cümle veya kelime öbekleri şeklinde de düşünmek gerektiğini dile getirdi. Örneğin; çok iyi bildiğimiz kelime-i şahadet ve kelime-i tevhid gibi terkiplerin aslında Türkçeye göre birer cümle, hatta birkaç cümlelik anlamı karşıladıklarını belirten Demirtaş; Arapçada ise böyle terkiplere 'kelime' dendiğini ifade etti.
Arap dünyasında yapılan sempozyumlarda, konferanslarda veya seminerlerde; Türkçeye 'takdim kelimesi' olarak çevrilebilecek uzun uzun konuşmalar yapılabildiğini belirten Demirtaş; bunun aslında bizdeki 'açılış konuşması'na denk geldiğinin altını çizerken; bu noktada Bediüzzaman'ın eserlerine Birinci Söz, İkinci Söz, Üçüncü Söz gibi başlıklar vermesinin de bizdeki 'söz' gibi değil, Arapça karşılığı olan 'kelime' şeklinde düşünülmesi gerektiğini sözlerine ekledi.