Medya neden kan kaybediyor?
Medyanın siyasete müdahil oluş tarzı, bir siyasî fikri değil de topyekun ve tüm icraatlarıyla angaje olduğu partiyi destekler oluşu, bugün gelişmesinin önündeki en büyük engel.
TV111 ekranlarında her pazartesi izleyicisiyle buluşan Alternatif Bakış programında bu hafta, yazar Metin Karabaşoğlu ve hukukçu Ömer Faruk Uysal; Şener Boztaş'ın medya ile ilgili sorularını yanıtladılar. Son zamanlarda meydana gelen tartışmalar ve II. Meşrutiyet'ten bugüne yaşadığı dönüşüm ekseninde ele alınan Medya ve Medya Dili, program boyunca ilgi çeken analizlerin ortaya çıkmasını sağladı.
Özellikle Uysal, siyasette ve toplumda meydana gelen kutuplaşmanın medyayı da bir kutuplaşmaya ittiğini, bazı medya kuruluşlarının siyaseten (çizgi olarak) bir partiyi desteklemekten ziyade, artık o partiye angaje olacak bir seviyede ileri gittiğini, bunun da genel olarak medyanın güvenilirliğini azalttığını dile getirdi. Başta holdinglerin desteklediği anamedya olmak üzere, tüm medya kuruluşlarının bu güven azalmasından hem tiraj olarak hem de yaptıkları haberlerin toplumdaki karşılığı açısından kötü etkilendiğini ifade eden Uysal; artık en büyük medya kuruluşlarının anketlerinin bile halkın gözünde geçer akçe sayılmadığını ve ilginç bir şekilde, anamedyanın desteklediği ve kazanacak gibi gösterdiği partilerin genelde kaybettiğini belirtti.
Çok kanallı ve çok medyalı düzenin böylesi körleştirici saflaşmalar için değil 'müsademe-i efkar' için kıymetli olduğunun altını çizen Uysal; o noktada bugünkü medyanın II. Meşrutiyet medyasından bile geride olduğunun altını çizdi. Ve günümüz Türkiye medyasının 'siyasi çizgiyi' desteklemekle 'bir partiyi körkütük desteklemek' arasındaki farkı gözetmesinin, halkın gözündeki itibarını arttırmak anlamında da kıymetli olduğunu ifade etti.