Mutsuz Olmak Kaderimiz mi?

Mutsuz olmak kaderimiz mi?

Bizde şöyle yaygın bir kanaat var: Talihsiz(!) olduğumuz zaman, Allah'ın bizi buna mahkûm ettiğini düşünüyoruz. Bu bakış yanlış. Talihsizlik aslında bizim nazar hatamızın sonucu. Bir algı hatası...

Her hafta TV111 ekranlarında izleyicisiyle buluşan ve Risale metinlerini farklı açılardan irdeleyen Holografik Bakış'ta bu hafta, Zübeyir Tercan ve Abdurreşid Şahin, İkinci Söz'den hareketle iman ve saadet kavramlarını ve bunların bağlantısını konuştular.

Bediüzzaman'ın, ilgili metnin hemen başlarındaki;  "Bir vakit iki adam hem keyif, hem ticaret için seyahate giderler. Biri hodbin talihsiz bir tarafa, diğeri hüdâbin bahtiyar diğer tarafa sülûk eder, giderler..." ifadesine nazarımızı daha müdakkik bir özenle çevirmemiz gerektiğini belirten Şahin; bu cümledeki 'biri hodbin talihsiz bir tarafa...' ifadesinin çok önemli bir sırra dikkatlerimizi çektiğini dile getirdi.

Bizde genelde kaderi suçlamanın; talihsizliği, bedbahtlığı, hatta hidayete eremeyişi bile "Biraz da insanın içinde olacak..." gibi ifadelerle kaderin bize sunduğu kaçınılmaz bir sonuç olarak görmenin baskın bir özellik olduğunu belirten Şahin; halbuki Bediüzzaman'ın mezkûr metinde dikkatimizi çektiği şeyin, talihsizliğin kaçınılmaz veya Allah'ın bizi mecbur ettiği birşey değil; bilakis bizim hayata 'hodbin/kendici/bencil' bir pencereden bakışımızın neticesi olduğunu ifade etti.

Aynı olaya bakan iki kişiden birisinin o olayı iyimser, diğerinin kötümser ele almasının bile işte bu 'hodbin/kendici/kendini merkeze alan' nazarın bir mahsulü olduğuna dikkat çeken Şahin; dünyaya 'kendi ekseninde' bakan insanın, ekseninde dönmeyen dünyayla ilişkisinin ister istemez karamsar bir ilişki olacağının altını çizdi. Hüdabînliğin ise eşyanın ve nazarın merkezine Allah'ı koymak olduğunu belirten Şahin; bunun aynı zamanda eşyanın yaratılış amacına da uygun olduğu için huzur vereceğini ve bu doğru okumanın bizi bahtı 'yâr' kılan manalara götüreceğini ifade etti.

 

Tüm Haberler

Tümü için tıklayın...