Neden insan mahlukatın en zalimidir?
Her salı TV111 ekranlarında izleyicisiyle buluşan Düşünce Okulu programında Mesnevî-i Nuriye'den bir bölüm, müzakereli okumalar eşliğinde İstanbul Düşünce Okulu ekibince masaya yatırılıyor. Bu haftaki bölümde de programcılar Yunus Emre Orhan, Yunus Emre Memmi, Halil Kiracı, Ceylan Morgül ve İsmail Mutlu, Mesnevî-i Nuriye'de geçen;
"İ'lem eyyühe'l-aziz! Mahlûkatın en zâlimi insandır. İnsan kendi nefsine olan şiddet-i muhabbetten dolayı kendisine hizmeti ve menfaati olan şeyleri hem sever, hem kıymet verir. Semeresinden istifade gördüğü şeylere abd ve köle olur..."
ifadelerinden hareketle 'insanı zalim kılan' nedenleri ve bu nedenlerin/yaraların nasıl tedavi edileceğin konuştular. Programın hemen başlarında metindeki 'zalim' kelimesi üzerine daha çok düşünmemiz gerektiğini belirten İsmail Mutlu; zulmetin karanlıkla ilişkisi ve zalimin 'karanlığa atan' olarak fonksiyonu hakkında şunları söyledi:
"Zalimliği daha önce de biraz konuşmuştuk. Zulmet ile karanlık arasındaki anlam bağını konuşmuştuk. Zalimliğin de zulmete/karanlığa atma gibi birşey olduğunu konuşmuştuk. Bir nevi küfür gibi yani, örtüyor. Küfür de 'örtmek' demektir malum. Bana burada onu çağrıştırdı. Çünkü insan, irade sahibi olduğu için, birşeyi karanlığa atabilme yönünde de en kabiliyetli olan canlı. Bitkilerde, hayvanlarda böyle bir karanlığa atabilme özelliği yok. İnsan, çok küçük şeylere takılıp çok büyük bir hakikati görmemek suretiyle kendi dünyasını da, kendi kainatını da karanlığa atabiliyor. Dolayısıyla da en zalim insan oluyor."