Neden Osmanlı'ya Enverland diyorlardı?
Enver Paşa'nın 1913'ten sonra İttihat ve Terakki yönetiminde çok hâkim bir konuma geldiği ve hatta, rütbesi buna uygun olmadığı halde, harbiye nazırlığı makamına kadar yükseldiği bilinir.
TV111'de her hafta izleyicisiyle buluşan Tarih İçinde Bediüzzaman programında Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Âdem Ölmez ve Mehmet Akif Memmi; her hafta, yakın tarihin bir kesitini Bediüzzaman'ın hayatı paralelinde analize tâbi tutuyorlar.
Programda bu hafta, Ölmez ve Memmi, I. Dünya Savaşı'na doğru giden süreçte İstanbul'da yaşananları ve bu perspektiften İttihat ve Terakki'nin değişen yönetim anlayışını konuştular.
Memmi'nin, "İttihat ve Terakki adına, dönemsel olarak, nasıl bir değişimden bahsedebiliriz?" sorusunu üzerine Ölmez; İttihat ve Terakki'nin yönetim şeklini/etkisini iki farklı döneme ayırabileceğimizi belirtirken, bu ayrım için zaman tayini olarak da 1908 ve 1913 yıllarını tayin edebileceğimizi ifade etti.
1908'de büyük beklentilerle yönetime gelen İttihat ve Terakki'nin, siyaseti biraz daha geriden dizayn ederek, herkesin kabulü olan kavramlar merkezinde çalıştığını belirten Ölmez; ancak ardarda yaşanan savaşlar ve kaybedilen topraklar eşliğinde İttihat ve Terakki'nin (ister komitacılık ister vatanseverlik densin) 1913'den itibaren kesin bir dönüşle otoriterleştiğini, özgürlük söyleminden vazgeçtiğini dile getirdi.
Bu üslûp değişikliğinin ardında, hem konjonktür etkisinin hem de Enver Paşa'nın otoriterliğinin bulunduğunu belirten Ölmez; hatta onun, o dönemin Osmanlı yönetimindeki gücünü anlatmak için yabancı tarihçiler tarafından 'Enverland' ifadesinin kullanıldığını sözlerine ekledi.