Metin Karabaşoğlu, TV111'de yayınlanan Alternatif Bakış Özel programında, Risale-i Nur mesleği ve Fettullahçılığın farkları üzerine soruları cevapladı. Risale-i Nur mesleği ile Fettullahçılık arasındaki bir nüansın da 'lideri sorgulamama' ekseninde tezahür ettiğini belirten Karabaşoğlu; Bediüzzaman'ın bıraktığı miras ile FETÖ'deki tutumun birbirine aykırı olduğunu belirtti:
"Üstadımız bizim mürşidimiz. Ona hürmetimiz var. Hürmetimizin bir sebebi de şu: 'Ben hatasız değilim. Beni hatasız zannetmek hatadır...' demesi. 'Sözlerimi de Kur'an ve sünnet ölçüleriyle tartın!' demesi. 'Mihenge vurun!' demesi... Burada ölçü belli. Bediüzzaman'ın açık ve net ifadeleri bunlar: 'Üstadınız layuhdi (hatasız) değildir. Onu hatasız zannetmek hatadır.' Başka bir yerde ne diyor: 'Benim sözümü de ben söyledim diye kabul etmeyiniz.'"
Bediüzzaman'ın bu örnekliğinin irşad hizmetinin sağlıklı işlemesi açısından önemli olduğunu belirten Karabaşoğlu; Fettullahçılarda ise böyle bir sınama/sorgulama yerine Hz. Hızır (a.s.) ve Hz. Musa (a.s.) üzerinden kurgulanan 'hikmetinden sual olunmaz bir itaat' kültürünün yerleşik olduğunu ifade etti:
"Fettullahçılıkta ise Gülen sorgulanamaz. Yanlış birşey de söylese, Kur'an'a ve sünnete mugayir bir söz de etse, sorgulanmıyor. 'Hızır'ın yaptıkları vardı. Musa aleyhisselam vahye muhatap olduğu halde hikmetlerini anlamadı. Ancak sonra görüldü ki Hızır'ın bir bildiği vardı...' vs. deniyor. Ben kendimce buna 'kısırdöngü' diyorum. 'Kur'an'a ve sünnete göre olmaz böyle birşey! Nasıl böyle yapıyor hocanız?' diye sorduğumuzda cevap belli: 'Vardır bir hikmeti!' Bu defa 'Açıklayın bakalım hikmetini...' diyorsun. Cevap şu oluyor: 'Hikmetinden sual olunmaz.' Böyle bir kısırdöngü. Burada da temel bir farklılık var."