Osmanlıca, eski yazıya değil, eskimez yazıya dönüştür
Türkçe ezan, şapka kanunu veya harf inkılabı... Bu yaralayıcı, koparıcı, geçmişi görmezden gelen adımların hiçbirisini Türkiye toplumu onaylamadı ve sahiplenmedi. O yüzden Osmanlıcanın geri dönüşünü herkes sahiplenecektir.
TV111'de izleyicisiyle buluşan Haftanın Yorumu programında bu hafta hukukçu Safa Mürsel, Fethi Çağıl'ın 'Milli Eğitim Şurasında' alınan kararlara yönelik sorularını cevapladı.
Özellikle Osmanlıca'nın liselerde öğretilmesinin, Türkiye'nin haksız bir şekilde koparıldığı kökleriyle yeniden bağlanması anlamında kıymetli olduğunun altını çizen Mürsel; bu adımın, aynı zamanda kültürel anlamda da bir zenginleşme sağlayabilecek büyük bir açılımın habercisi olduğunu belirtti.
Türkiye'nin ve insanımızın böylesi geçmişe merhametsiz uygulamaları asla tam anlamıyla içselleştirmediğini belirten Mürsel; Bediüzzaman Said Nursî ve talebelerinin de bu noktada 'eski yazı' ifadesini sahiplenmeyerek, aksine 'eskimez yazı' ve 'Kur'an hattı' tabirlerini kullandıklarını, sadece bu tepkinin bile harf inkılabının manevî dünyamızda nasıl yaralayacı izler bıraktığının delili olduğunu belirtti.
Bugün akademik çevrelerde bile Osmanlıcayı hatalı kullanan, okuyan, aktaran isimler olduğunu belirten Mürsel; bu kopuşun, daha yüzyıl önce kullanılan bir dili bu denli yitirişin Türkiye'nin ilmî zenginliğine de halel verdiğini ve bu yüzden Türkiye akademiyasının bir gelenek sahibi olamadığını dile getirdi. Böylesi olumlu bir hamleyi 'mezartaşlarını okumak' olarak lanse ederlerin büyük bir gaflet içinde bulunduğunu belirten Mürsel, Osmanlıcanın tekrar dönüşünün kavram ve fikir çeşitliliğini de beraberinde getireceğini sözlerine ekledi.