Risale-i Nur Nasıl Okunmalı?

Risale-i Nur nasıl okunmalı?

Risale-i Nur'un bir Kur'an tefsiri olması hasebiyle okumalarımızın da Kur'an'ı merkeze alan bir metodolojiye sahip olması gerekir...

TV111 ekranlarında izleyicisiyle buluşan ELFİ (Elmas Fikirler) programında her hafta bir isim, kendi dünyasındaki bir 'elmas fikri' izleyicilerle paylaşıyor. Bu hafta da İlahiyatçı Kenan Demirtaş, 'Risale-i Nur'u Anlama Metodu' olarak tarif ettiği, 'Altı Adımlı Okuma'sını izleyicilerle paylaştı.

Bu adımlardan her birisinin, bir Kur'an tefsiri olan Risale-i Nur'un teenni ve tetkik ile anlaşılmasını sağlayacak önemli aşamalar olduğuna dikkat çeken Demirtaş; böylesi kıymetli bir eserin elbette 'gazete gibi okunarak' anlaşılamayacağını, özel bir okuma metoduna tâbi tutulması gerektiğini ifade etti.

Kendisini de Risale-i Nur'u okurken böylesi bir okuma metodu uyguladığını belirten Demirtaş, bu okuma metodunu 'Altı Adım' başlığı altında topladığını ve o adımların her birisinde Risale-i Nur metinlerine bakışa yeni bir farkındalık kattığını sözlerine ekledi.

Birinci adımın; 'konu edilen ayet-i kerimeyi manasıyla birlikte ezberlemek...' olduğunu ifade eden Demirtaş, bu aşamada Risale-i Nur'un aslında bizi ulaştırmak, seviyesine çıkarmak istediği ana kaynak olan Kur'an'ın 'merkeze alınması' açısından bu adımın şart olduğunu, eğer bu adım sağlıklı bir şekilde atılmazsa Risale metinlerinin asıl fonksiyonu olan 'Kur'an tefsiri oluş'un hakkının verilemeyeceğini söyledi.

İkinci adımda ise 'kelimelere bakmadan, teenni ile düz okumak...' gerektiğine dikkat çeken Demirtaş, bu teenni ile düz okuyuşun daha ince bir okumaya geçilmeden önce metnin tamamına kabataslak da olsa bir aşinalık, bir ünsiyet kazanma açısından gerekli olduğunu söyledi. Bu yüzeysel okuyuşun kişinin isteğine göre bir, iki, üç veya daha fazla da olabileceğine dikkat çeken Demirtaş, metnin ağırlığının da bu okuma sayısını değiştirebileceğini belirtti.

Üçüncü adımda ise 'ana fikir çıkarmak...' başlığını vurgulayan Demirtaş, yüzeysel de olsa birkaç kez okuduğumuz metnin en azından 'ne hakkında' olduğuna dair kafamızda bir cümlenin oluşmuş olması gerektiğini, eğer bu ana fikir zihnimizde belirginleşmemişse metnin içinde ne aradığımızı bilmeden bir yolculuk yapmanın başarılı bir tedrisi beraberinde getiremeyeceğine dikkat çekti.

Dördüncü adımın 'bilinmeyen kelimelerin öğrenilmesi...' olduğunu belirten Demirtaş, bu aşamada artık kabaca ne hakkında olduğunu bildiğimiz metnin derinlerine inilmeye başlandığını, lügat yardımıyla yapılacak böylesi bir okumayla daha nitelikli bir Risale tedrisinin sağlanabileceğini belirtti. Bu noktada bilinen kelimeler için bile olsun bir lügat kullanmanın aynı zamanda yanlış bildiğimiz kelime manalarını da düzeltmeye yardımcı olacağını belirten Demirtaş, kelimelerin doğru karşılıkları bilinmeden doğru anlamın metinden çıkarılmasının mümkün olmadığını söyledi.

Beşinci adımda ise, daha da derine inen bir bakışla, 'terimlerin/ıstılahların manalarının öğrenilmesi'nin hedeflenmesi gerektiğini belirten Demirtaş; Risale-i Nur'un hem İslam geleneğiyle bağlarının anlaşılması açısından, hem de yalnızca sözlük anlamını bilmenin yetmediği kelimelerin ilgili oldukları ilim dalları içinde ne gibi farklı manaları kastetmek için de kullanıldığını bilmek açısından böylesi bir okumanın kıymetli olduğunu ifade etti.

Altıncı adımda ise artık hedeflenmesi gerekenin; 'okuduğumuzun yaşam biçimi haline getirilmesi' olması gerektiğini dile getiren Demirtaş; bir kitabı sadece bir metin olarak görmemenin, bir mürşid olarak görmenin alametinin orada öğrenilen bilgilerle hayata bakmak olduğunu, bunu da ancak oradan aldığımız dersi, pratik olarak hayatımıza sokmaya çalışmakla sağlayabileceğimizi belirtti.

 

 

Tüm Haberler

Tümü için tıklayın...