Metin Karabaşoğlu ve Ahmet Özkılınç’ın birlikte hazırlayıp sundukları Bediüzzaman’dan Mektup Var’ın bu haftaki bölümünde Söz Basım tertibiyle Kastamonu Lahikası'nın 168. Mektup'u müzakere edildi.
Programda Nur cemaati içerisinde Risale-i Nur’a ilişenlerin kesin olarak tokat yiyeceği gibi bir anlayış olduğu, bunun Cenab-ı Hakk’ın hikmetinin iktiza etmesiyle gerçekleşeceğinin kimi zaman unutulduğu konuşuldu.
Ahmet Özkılınç, birtakım hadiselere dayanarak, Risale-i Nur’a ilişenlerin kesin olarak tokat yiyeceği gibi bir anlayışın yanlış olduğunu ifade ederek “Bu düşünce yapısında hakikate aykırı bir durum söz konusu ve kısmen zımnî bir şirki içinde barındırıyor” dedi.
Müsbet Hareket Risale-i Nur Talebelerinin Ölçüsüdür
Metin Karabaşoğlu ise müsbet hareketin Risale-i Nur talebelerinin ölçüsü olduğunu, buna aykırı hal ve hareketler içine girilmemesi gerektiğini ifade ederek “Risale-i Nur siper olarak kullanılmamalı. Ona ilişen tokat yiyebilir mi yiyebilir. Çok örnekler var fakat tokatlar niyet ve kasıtlarla gelmez” dedi.
Risale-i Nur hizmetinden olanların başına hiçbir şey gelmez gibi bir anlayışın yanlış olduğunu ifade eden Metin Karabaşoğlu, “Bu hizmetten olanın da bu hizmetten olmayıp ilişenlerin de başına bir şeyler gelebilir, çünkü burası imtihan dünyası” dedi.
Karabaşoğlu, manevî determinizm yapılmaması gerektiğini ifade ederek “Böyle olursa böyle olur gibi bir anlayış var, oysa olabilir de olmayabilir de, neyin/nasıl olacağı Allah’ın takdirinde. Cenab-ı Hakkın hikmeti iktiza ederse tokatlar gelir” dedi.
Haber: Hatice Meryem Akovalı