"Şeriat istiyoruz!" demek aslında ne demek?
31 Mart Olayı'nda "Şeriat istiyoruz!" diyenler aslında dinî yönetim olsun istemiyorlardı.
TV111'de her hafta izleyicisiyle buluşan Tarih İçinde Bediüzzaman programında Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Âdem Ölmez ve Mehmet Akif Memmi; her hafta yakın tarihin bir sahnesini Bediüzzaman'ın hayatı paralelinde analize tâbi tutuyorlar. Programda bu hafta, Ölmez ve Memmi, 31 Mart Olayı'nı ve '31 Mart Olayı sırasında Bediüzzaman'ın duruşunu' konuştular...
31 Mart'ta bir slogan olarak sıkça dile getirilen ve bir noktada artık 31 Mart'ın tek rengi/kimliği gibi sunulan "Şeriat istiyoruz!" taleplerinin bugünden bakılınca "Dinî yönetim istiyoruz!" gibi algılandığına/yansıtıldığına dikkat çeken Ölmez; bu bakışın yanıltıcı olduğunu, çünkü o dönemde 'şeriat' kelimesinin 'hukuk'la neredeyse aynı anlama geldiğini, o slogan altında hakkını isteyen insanların da dinin gereklerinin yerine getirilmesinden çok 'hukukun gereklerinin yerine getirilmesini' istediklerini ifade etti.
Çeşitli sosyal hak ve iyileştirme taleplerinin aynı slogan altında dillendirilmesinden böylesi bir karmaşanın ortaya çıktığını belirten Ölmez; bunun daha sonraki dönemde "Dinî yönetim istiyoruz!" gibi yansıtılmasının, dönemin tarihçi ve siyasilerinin bir çarpıtması olduğunu dile getirdi.
Memmi de, aslında Türkiye tarihinde on senede bir yapılan darbelerin Hareket Ordusu'nun bu müdahalesi ekseninde meşrulaştırılmaya çalışıldığını, "Şeriat istiyoruz!" taleplerinin de sonrasında ekilen 'irtica korkusu' ile birbirine benzetilerek, tarihsel bir bağ ve bu bağdan kaynaklanan bir haklılık kazanılmaya çalışıldığını vurguladı.
Bu noktada Hareket Ordusu'nun başında bir dönem Mustafa Kemal'in bulunmasının da bu olayın 'kullanışlı' ve 'karizmatik' bir malzeme olmasını sağladığını dile getiren Memmi; fakat darbeler ister sağcı ister solcu olsun, dindar kesimlerin her zaman bu darbelerden ve askerî müdahalelerden zarar gördüklerini sözlerine ekledi.