Şeytan cennetten kovuldu, peki ya Hz. Âdem?
"Bir adam Ankara'da diyelim. Devletin merkezinde, memur. Diyelim ki, sonradan Van'a gönderiliyor. Ankara'dan Van'a tayini çıkartılıyor. Van'a gönderilmesinin amacı nedir?"
TV111 ekranlarında her perşembe izleyicisiyle buluşan Nur Penceresi programında bu hafta, İlahiyatçı Kenan Demirtaş, Bediüzzaman Said Nursî'nin Onikinci Mektup isimli eserinden hareketle Hz. Âdem'in cennetten ihracının/çıkarılmasının 'nasıl anlaşılması' ve 'nasıl bir pencereden tefekkür edilmesi' gerektiğine yönelik analizlerde bulundu.
İncelenen metinde, Bediüzzaman'ın, Hz. Âdem'in cennetten ihracını 'şeytanın kovulması' gibi cezalandırma olarak görmediğini ve göstermediğini belirten Demirtaş; bu noktada Hz. Âdem'in dünyaya gönderilmesinin sırr-ı imtihanın pekçok hikmetini içinde barındırdığını ifade etti. Bunlardan en birincisi ve belki en önemlisinin 'tavzif/vazifelendirme' hakikati olduğunu belirten Demirtaş, şunları söyledi:
"Mesela; şeytan da cennetten çıktı/çıkarıldı, çünkü 'ihbitû/ikiniz' tabiri kullanılıyor ayet-i kerimede. Yani 'İkiniz de (hem Hz. Âdem hem şeytana) yeryüzüne inin!' diyor. Ama Hz. Âdem cennetten çıkartılıp iniyor, ötekisi ise kovularak indiriliyor. Kovularak indirilenin tekrar oraya girmesi mümkün değil. Fakat çıkartılmışsa bir hikmete binaen, tekrar oraya girme imkanı var.
Bediüzzaman diyor ki; 'Hikmeti tavziftir.' Yani görevlendirme. Bir adam Ankara'da diyelim. Devletin merkezinde, memur. Diyelim ki, sonradan Van'a gönderiliyor. Ankara'dan Van'a tayini çıkartılıyor. Van'a gönderilmesinin amacı nedir? Tayindir. Yani tavziftir, görevlendirmedir. Yoksa Ankara'dan kovulmuyor. Ama kovulsa, 'Bir daha Ankara'ya giremezsin!' diye, o bir tavzif değildir. Memuriyetten kovmadır. Tekrar oraya girebilmesi, memuriyete dönebilmesi mümkün değildir."