Sonsuzluk olmadan da mutlu olunmaz mı?
Allah Resulünün duaları, sadece dua değil; aynı zamanda beşer fıtratının ortak taleplerinin en samimi ve saf şekilde dile getirilişidir. Dualarının bu meziyeti bile onun ne denli büyük bir kıymete sahip olduğunu ispat etmeye yeter.
TV111 ekranlarında her perşembe izleyicisiyle buluşan Nur Penceresi programında bu hafta, İlahiyatçı Kenan Demirtaş, Bediüzzaman Said Nursî'nin 19. Söz (Mucizat-ı Ahmediye Risalesi) isimli eserinden hareketle; Peygamber Efendimiz aleyhissalatuvesselamın 'insanlık için anlamını' analiz etti.
Onun kıymetinin ve anlamının en çok dualarında kendisini gösterdiğini ve Bediüzzaman'ın da Efendimizin bu yönüne, mezkur eserde, 13. Reşha isimli bölümde dikkat çektiğini belirten Demirtaş; Allah Resulü aleyhissalatuvesselamın dualarının aslında 'bütün beşerin fıtraten ihtiyaç duyduğu şeylere' tekabül ettiğini, münacaat-ı nebeviyenin bu nazarla da analiz edilmesi gerektiğini belirtti.
Bediüzzaman'ın özellikle "Acaba bütün efâzıl-ı benî Âdemi arkasına alıp, arz üstünde durup, Arş-ı Âzama müteveccihen el kaldırıp dua eden şu şeref-i nev-i insan ve ferîd-i kevn ü zaman ve bihakkın fahr-i kâinat ne istiyor?" sorusuyla bu bakışı gündemimize taşıdığını ifade eden Demirtaş; "Bak, dinle: Saadet-i ebediye istiyor. Bekà istiyor. Lika istiyor. Cennet istiyor. Hem, merâyâ-yı mevcudatta ahkâmını ve cemâllerini gösteren bütün esmâ-i kudsiye-i İlâhiye ile beraber istiyor..." cevabının 'saadet-i ebediye' üzerinde durulması gerektiğine dikkat çektiğini belirtti.
"Neden yalnızca saadet değil de saadet-i ebediye? Sonsuz bir saadet?" sorusunun cevaplanması gerektiğine dikkat çeken Demirtaş; insanın fani olan hiçbir şeyden aslında lezzet alamadığı, lezzet almak için ondan bir sonsuzluk tehevvüm ettiğini dile getirerek; aslında Efendimiz aleyhissalatuvesselamın bu duasının da insanlığın ortak fıtrî ihtiyaç ve yaratılış taleplerini dile getirdiğini sözlerine ekledi.