Sungur ağabey neden bizim gibi konuşmuyordu?
"Lahikalar'da mektupları yer alan Bediüzzaman harici isimlerin metinlerine baktığınız zaman, onların orada kullandığı dil, üç aşağı beş yukarı Bediüzzaman'ın Risalelerde kullandığı dildir..."
TV111 ekranlarında izleyicisiyle buluşan Medeniyet Tasavvurları programında Dr. Suad Alkan ve Caner Kutlu, her hafta Batı medeniyeti-İslam medeniyeti ve bu ikisinin ekseninde Bediüzzaman'ın altını çizdiği 'medeniyet değerlerini' analiz ediyorlar.
Bu hafta 'din dili, medeniyet dili ve yeni bir medeniyetin oluşumunda geleneksel dilin önemi' üzerine müzakerelerde bulunan ikili, Bediüzzaman ve talebelerinin üslûbundan yola çıkarak 'dilin mesajdan ayrılmaz bir öğe olduğunun' altını çizdiler.
Lahikalar'da mektupları bulunan bütün Nur talebelerinin yazım dillerinin Bediüzzaman'ın yazım diline çok benzediğine dikkat çeken Kutlu ve Alkan; bunun aslında bir tedriste dilin de mesaj kadar önemli bir yer tuttuğunun ve bir medeniyete dair konuşurken onun kavramlarını ve kelimelerini kuşanmaksızın bunu başarmanın imkansız olduğunun delili olduğunu söylediler.
"Lahikalar'da mektupları geçen başka isimlerin metinlerine baktığınız zaman, onların orada kullandığı dil, üç aşağı beş yukarı Bediüzzaman'ın Risalelerde kullandığı dildir..." diyen Alkan; o dönem talebelerinin bunu kuru bir taklid olarak, bir 'kullanma için kullanma' olarak tercih etmediğini; bunun daha çok 'Risalelerdeki bilgileri emerken/massederken üslûbu da ister istemez emmiş olmalarıyla' ilgili olduğu ifade etti.
"Sungur Ağabey katiyyen bizim gibi konuşmuyordu!" diyen Alkan; onun konuşma dilinin Risale metinlerini içine nakşetmesinden kaynaklanan bir dil/ders bütünleşmesi olduğuna vurgu yaptı. Aynı temadan devamla Kutlu da; Binbaşı Asım Bey gibi isimlerin metinlerine dikkat çekerek, onların dilindeki nizam ve intizamın Bediüzzaman'ın Risale içindeki yazım dilinin nizam ve intizamına çok benzediğinin altını çizdi.