Türkçe şiire yatkın bir dil mi?
"Bizim gerek kültürel muktesebatımız, dünden bugüne şiir iklimimiz; gerekse kelime hazinemiz; her türlü kısırlaştırma politikalarına rağmen, yani dilde asimilasyon, yabancılaşma, aşağılık kompleksine sapma, adına ne derseniz deyin, bütün bunlara rağmen; Türkçe, Yunus Emre gibi bir ozanın yetiştiği/yetiştirildiği bir iklim doğurmuştur."
TV111'de her hafta izleyicisiyle buluşan Kahve Bahane programında şair ve yazar Hüseyin Akın, Kübra Nur Duran'ın konuğu oldu. Duran'ın; "Türkçe mi şiiri oluşturmuştur, yoksa şiir mi Türkçeyi yetiştirmiştir?" şeklindeki sorusu üzerine Akın; Türkçe, şiir, şiir geleneğimiz ve Türkçenin şiire yatkınlığı üzerine şunları söyledi:
"Bir ülkenin, bir memleketin dili ne kadar zenginse; ne kadar şiire yatkınsa; o memleketin şiiri de (dünya şiiri ölçeğinde) daha ileridedir, daha müsaittir. Bizim gerek kültürel muktesebatımız, dünden bugüne şiir iklimimiz; gerekse kelime hazinemiz; her türlü kısırlaştırma politikalarına rağmen, yani dilde asimilasyon, yabancılaşma, aşağılık kompleksine sapma, adına ne derseniz deyin, bütün bunlara rağmen; Türkçe, Yunus Emre gibi bir ozanın yetiştiği/yetiştirildiği bir iklim doğurmuştur.
Bu bakımdan Türkçenin şiir atmosferine, şiir iklimine, dokusal anlamda çok yatkın ve uygun bir dil olduğu noktasında zaten Türk edebiyatını dünden bugüne irdelediğiniz zaman bunu görürsünüz. Bunun örnekleri oldukça fazladır. Gerek divan edebiyatında, gerek halk edebiyatında, gerekse çağdaş edebiyatta... Dünya edebiyatıyla mukayese ettiğiniz zaman bunun iddiadan öte birşey olduğunu görürüz."