Türkiye sinemasının en büyük sorunu ne?
"Bence sinemamızın en büyük sorunu olan 'kimlik' konusuyla hâlâ uğraşmaktayız. Onunla başetmeye çalışıyoruz."
TV111'de her hafta izleyicisiyle buluşan Kahve Bahane programında sinema eleştirmeni İhsan Kabil, Kübra Nur Duran'ın konuğu oldu. Duran'ın; 'Medeniyet sineması kavramlaştırmasıyla aslında ne anlatılmak istenildiği' sorusu üzerine Kabil, Türkiye sinemasındaki temel sorunlara ve kimlik problemlerine yönelik şu tesbitlerde bulundu:
"Bence sinemamızın en büyük sorunu olan 'kimlik' konusuyla hâlâ uğraşmaktayız. Onunla başetmeye çalışıyoruz. Sinemamızda oldukça büyük bir sorunsal olarak duruyor kimlik meselesi. Köklerini tarihî derinliklerimizden alan o birikimden kesintiye uğramışız özellikle cumhuriyetin ilk yıllarında. Daha öncesinden gelen de bir farklılaşma ve dönüşüm var, ama o yıllardaki epey keskin bir kırılma.
Şimdi "O bağları yeniden kurabilmeliyiz!" diye düşünüyorum. Hem bir zihniyet dünyası bağlamında, hem genel algı yönetiminde, hem de o bir 'duyarlılık' olarak... Kendi hikayelerimiz, destanlarımız, anlatı geleneğimiz, şifahi kültürümüz bir şekilde sinemada da tevarüs edebilmeliydi.
Yani mesela sinemaya yakın sanatlarımız neydi? Bir gölge oyunumuz var değil mi? Yine bir orta oyunumuz var. Biri tiyatroya dönük diyelim. Diğeri perdeye dönük, sinemayı haberleyen bir sanat. İkisini mezcederek, yeni teknolojik dil olarak sinema diliyle onları harmanlayarak, bir kanaldan geçebilirdik aslında, ama işte o ilk yıllardaki geçmiş kültürle bağları biraz terketme, yüzümüzü başka tarafa dönme gibi, yönelimlerden dolayı o gerçekleşemedi."