Yavuz Sultan Selim neden müslümanlarla savaştı?
Osmanlı, sürekli batıya dönük fetih hareketleri yaptığı için hâkim olduğu coğrafya içinde azınlık konumunda kalmıştı. Yavuz Sultan Selim bu tehlikeyi farketti.
Her pazartesi TV111 ekranlarında izleyicisiyle buluşan Alternatif Bakış programında, bu hafta, araştırmacı-yazar Metin Karabaşoğlu ve gazeteci-yazar Mustafa Özcan; Şener Boztaş'ın 'Dünden bugüne değişen paradigmalar eşliğinde Türkiye'nin Afrika ve Ortadoğu siyaseti' konulu sorularını yanıtladılar.
Özellikle Ortadoğu ve Afrika coğrafyasına dair tecrübe ve gözlemleriyle Özcan; program boyunca önemli tesbitlerde bulundu.
Osmanlı'nın Ortadoğu ve Afrika coğrafyasına olan ilgisinin iki kaynaktan beslendiğine dikkat çeken Özcan; bunlardan birincisinin dinî bağlar olduğunu, diğerinin ise Yavuz Sultan Selim dönemine kadar hep batıya dönük fetih hareketleri yapan devlette 'müslümanların azınlık konumuna gelmesinin' oluşturduğu tehlikeden kaynaklandığını ifade etti.
Hâkim olduğu coğrafya itibariyle, Yavuz Sultan Selim dönemine kadar, Osmanlı'da müslüman olan sınıfın, yönettiği teba içinde azınlık kaldığını belirten Özcan; bunun gelecek adına barındırdığı tehlikelerini öngören Sultan Selim'in yüzünü doğuya çevirerek oradan hem nüfus hem de manevi/maddi destek anlamında güç aldığını dile getirdi.
Bunun yanısıra Afrika ve Ortadoğu'yla yakınlaşmanın bazen Osmanlı istemeden, bizzat Afrika veya Ortadoğu'daki bölgelerin talebiyle de gerçekleştiğini belirten Özcan; Cezayir'in ve bazı diğer ülkelerin Osmanlı'ya bağlanışının öyle olduğunu ifade etti.
Zamanın en büyük gücü ve sağlam devleti konumundaki Osmanlı'nın bütün İslam coğrafyası için bir cazibe merkezi olduğunu belirten Özcan; bugünlerde tekrar kurulan bağların aslında bu mirastan beslendiğini sözlerine ekledi.