İkinci Makamı ise: .... 389
Hakikat-ı tevhidi ve tevhid-i hakikiyi, "On İki Lem'a" namıyla hikâye-i temsiliyenin perdesi altında on iki burhan-ı bâhire ile vahdâniyet-i İlâhiyeyi ispat etmekle beraber, evsâf-ı celâliye ve cemâliye ve kemâliyesini vahdâniyet içinde ispat ediyor. O lem'alardaki deliller, o kadar kat'idir ki; hiçbir şüphe yeri kalmıyor. Ve o kadar küllidirler ki, mevcûdat adedince, belki zerrat sayısınca marifetullaha pencereler açıyor. Ve onun ile Vâcibü'l-Vücudun vücudunu, umum sıfat ve esmâsiyle en muannitlere karşı ispat ediyor.
YİRMİ ÜÇÜNCÜ SÖZ: .... 417
لَقَدْ خَلَقْناَ اْلاِنْسَانَ فِۤى اَحْسَنِ تَقْوِيمٍ * ثُمَّ رَدَدْنَاهُ اَسْفَلَ سَافِلِينَ * اِلاَّ الَّذِينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ * 1
âyetlerinin meâlindeki çok âyâtın imana dair ve terakkiyat ve tedenniyat-ı insaniyeye medar hakikatlerini "Beş Nokta" ile ve "Beş Nükte" içinde herkese taallûk eden ve herkes ona muhtaç olan on mebhas ile o sırr-ı azimi tefsir eder. İstidâdât-ı insâniye ile vezâif-i insâniyeyi, gayet mâkul ve makbul bir sûrette beyan eder.
Bu söz, şimdiye kadar binler adamı hâb-ı gafletten kurtardığı gibi, çoklarını da imana getirmiş gayet kıymettar ve yüksek olmakla beraber, temsiller ile fehmi kolaylaşmış, herkes onun dilini anlıyor.
YİRMİ DÖRDÜNCÜ SÖZ: .... 445
اَللهُ لاَ اِلٰهَ اِلاَّ هُوَ لَهُ اْلاَسْمَۤاءُ الحُسْنٰى 2 âyetinin meâlinde ve Esmâ-i Hüsnanın
İkinci Makamı ise: .... 389
Hakikat-ı tevhidi ve tevhid-i hakikiyi, "On İki Lem'a" namıyla hikâye-i temsiliyenin perdesi altında on iki burhan-ı bâhire ile vahdâniyet-i İlâhiyeyi ispat etmekle beraber, evsâf-ı celâliye ve cemâliye ve kemâliyesini vahdâniyet içinde ispat ediyor. O lem'alardaki deliller, o kadar kat'idir ki; hiçbir şüphe yeri kalmıyor. Ve o kadar küllidirler ki, mevcûdat adedince, belki zerrat sayısınca marifetullaha pencereler açıyor. Ve onun ile Vâcibü'l-Vücudun vücudunu, umum sıfat ve esmâsiyle en muannitlere karşı ispat ediyor.
YİRMİ ÜÇÜNCÜ SÖZ: .... 417
لَقَدْ خَلَقْناَ اْلاِنْسَانَ فِۤى اَحْسَنِ تَقْوِيمٍ * ثُمَّ رَدَدْنَاهُ اَسْفَلَ سَافِلِينَ * اِلاَّ الَّذِينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ * 1
âyetlerinin meâlindeki çok âyâtın imana dair ve terakkiyat ve tedenniyat-ı insaniyeye medar hakikatlerini "Beş Nokta" ile ve "Beş Nükte" içinde herkese taallûk eden ve herkes ona muhtaç olan on mebhas ile o sırr-ı azimi tefsir eder. İstidâdât-ı insâniye ile vezâif-i insâniyeyi, gayet mâkul ve makbul bir sûrette beyan eder.
Bu söz, şimdiye kadar binler adamı hâb-ı gafletten kurtardığı gibi, çoklarını da imana getirmiş gayet kıymettar ve yüksek olmakla beraber, temsiller ile fehmi kolaylaşmış, herkes onun dilini anlıyor.
YİRMİ DÖRDÜNCÜ SÖZ: .... 445
اَللهُ لاَ اِلٰهَ اِلاَّ هُوَ لَهُ اْلاَسْمَۤاءُ الحُسْنٰى 2 âyetinin meâlinde ve Esmâ-i Hüsnanın