Mektubat

Mektubat, Dördüncü Risale olan Dördüncü Mesele, 501. sayfadasınız.

Dördüncü Risale olan
Dördüncü Mesele
بِاسْمِهِ * وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ * 1
 İhvanlarıma, medar-ı intibah bir hâdise-i cüz'iyeye dair bir suale cevaptır.
Aziz kardeşlerim,
Sual ediyorsunuz ki: "Cami-i şerifinize, Cuma gecesinde, sebepsiz olarak, mübarek bir misafirin gelmesiyle tecavüz edilmiş. Bu hâdisenin mahiyeti nedir? Neden sana ilişiyorlar?"
Elcevap: Dört Noktayı, bilmecburiye, Eski Said lisanıyla beyan edeceğim. Belki ihvanlarıma medar-ı intibah olur; siz de cevabınızı alırsınız.
BİRİNCİ NOKTA
O hâdisenin mahiyeti, hilâf-ı kanun ve sırf keyfî ve zındıka hesabına, Cuma gecesinde kalbimize telâş vermek ve cemaate fütur getirmek ve beni misafirlerle görüştürmemek için bir desise-i şeytaniye ve münafıkane bir taarruzdur. Garaiptendir ki, o geceden evvel olan Perşembe günü tenezzüh için bir tarafa gitmiştim. Avdetimde, güya iki yılan birbirine eklenmiş gibi uzunca siyah bir yılan sol tarafımdan geldi, benimle arkadaşımın ortasından geçti. Arkadaşıma, o yılandan dehşet alıp korktun mu, diye sordum:
"Gördün mü?"
O dedi: "Neyi?"
Dedim: "Bu dehşetli yılanı."
Dedi: "Yok, görmedim ve göremiyorum."
"Fesübhânallah," dedim. "Bu kadar büyük bir yılan ikimizin ortasından geçtiği halde nasıl görmedin?"
O vakit hatırıma birşey gelmedi. Fakat sonra kalbime geldi ki: "Bu sana işarettir, dikkat et."

Dördüncü Risale olan Dördüncü Mesele بِاسْمِهِ * وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ * 1  İhvanlarıma, medar-ı intibah bir hâdise-i cüz'iyeye dair bir suale cevaptır. Aziz kardeşlerim, Sual ediyorsunuz ki: "Cami-i şerifinize, Cuma gecesinde, sebepsiz olarak, mübarek bir misafirin gelmesiyle tecavüz edilmiş. Bu hâdisenin mahiyeti nedir? Neden sana ilişiyorlar?" Elcevap: Dört Noktayı, bilmecburiye, Eski Said lisanıyla beyan edeceğim. Belki ihvanlarıma medar-ı intibah olur; siz de cevabınızı alırsınız. BİRİNCİ NOKTA O hâdisenin mahiyeti, hilâf-ı kanun ve sırf keyfî ve zındıka hesabına, Cuma gecesinde kalbimize telâş vermek ve cemaate fütur getirmek ve beni misafirlerle görüştürmemek için bir desise-i şeytaniye ve münafıkane bir taarruzdur. Garaiptendir ki, o geceden evvel olan Perşembe günü tenezzüh için bir tarafa gitmiştim. Avdetimde, güya iki yılan birbirine eklenmiş gibi uzunca siyah bir yılan sol tarafımdan geldi, benimle arkadaşımın ortasından geçti. Arkadaşıma, o yılandan dehşet alıp korktun mu, diye sordum: "Gördün mü?" O dedi: "Neyi?" Dedim: "Bu dehşetli yılanı." Dedi: "Yok, görmedim ve göremiyorum." "Fesübhânallah," dedim. "Bu kadar büyük bir yılan ikimizin ortasından geçtiği halde nasıl görmedin?" O vakit hatırıma birşey gelmedi. Fakat sonra kalbime geldi ki: "Bu sana işarettir, dikkat et."