Hâtimedeki Ahmed Galip Beyin fıkrası hoştur. Bu fıkranın Hazret-i Kur'ân'a ve mahzen-i esrar-ı İlâhiyenin bir nevi nurlu reşahatı ve lemeâtı olan Sözler'e nisbeti, güzelliğini arttırmıştır. Allah bu gibi kardeşlerimizin adedini çok arttırsın. Ve cümlesini, bu meyanda bu fakir-i pür-taksîri de muvaffakun bilhayr buyursun. Âmin...
Yirmi Dokuzuncu Mektubun İkinci Kısmı, Kur'ân'ın has dürbünüyle bakılmak suretiyle, Ramazanın hikmetlerinden dokuzu mükemmelen ve emsalsiz tarzda beyan buyurulmuştur. Allah sevgili Üstadımızdan razı olsun. Bu sene burada Ramazan-ı Şerife riayet, evvelki senelerden zahiren ziyade idi. Gönül arzu ederdi, keşke bu âli eser, bu Ramazan'dan evvel elimize geçmiş olaydı! Seyyidü'r-Rusül, Nuru'l-Vücud Efendimiz Hazretleri sallâllahu aleyhi ve sellem اَلدِّينُ النَّصِيحَةُ 1 buyurdukları mâlûm-u fâzılâneleridir. İşte bu sebeple, azlığından müteessir olduğum buradaki cemaatimize tam vaktinde okumak suretiyle, bu emr-i celîl-i Nebevîyi de, yerine getirmiş olurduk. Fakat bu şereften mahrumiyetimiz, maddî uzaklığından ileri gelmiştir. Çünkü Kur'ân'ın madem ki ilk nüzulü şehr-i Ramazan'da olmuştur. Bu asırda ve şu zamanda da, o mübarek âyetin hikmetleri hakkında eser yazılmasının bu ayda olması enseb ve alâdır. Cenâb-ı Hak emsâl-i kesiresiyle, hayırlısıyla cümlemizi müşerref buyursun. Âmin...
Hâtem-i i'câz, hizmet-i Kur'ân'daki kıymettar kardeşlerimi tanıttırdı. Ve şu güzel nurlu beyti hatırlattı:
Âyinedir bu âlem, herşey Hak ile kaim,
Mir'ât-ı Muhammed'den, Allah görünür dâim.Haşiye
Hâtimedeki Ahmed Galip Beyin fıkrası hoştur. Bu fıkranın Hazret-i Kur'ân'a ve mahzen-i esrar-ı İlâhiyenin bir nevi nurlu reşahatı ve lemeâtı olan Sözler'e nisbeti, güzelliğini arttırmıştır. Allah bu gibi kardeşlerimizin adedini çok arttırsın. Ve cümlesini, bu meyanda bu fakir-i pür-taksîri de muvaffakun bilhayr buyursun. Âmin...
Yirmi Dokuzuncu Mektubun İkinci Kısmı, Kur'ân'ın has dürbünüyle bakılmak suretiyle, Ramazanın hikmetlerinden dokuzu mükemmelen ve emsalsiz tarzda beyan buyurulmuştur. Allah sevgili Üstadımızdan razı olsun. Bu sene burada Ramazan-ı Şerife riayet, evvelki senelerden zahiren ziyade idi. Gönül arzu ederdi, keşke bu âli eser, bu Ramazan'dan evvel elimize geçmiş olaydı! Seyyidü'r-Rusül, Nuru'l-Vücud Efendimiz Hazretleri sallâllahu aleyhi ve sellem اَلدِّينُ النَّصِيحَةُ 1 buyurdukları mâlûm-u fâzılâneleridir. İşte bu sebeple, azlığından müteessir olduğum buradaki cemaatimize tam vaktinde okumak suretiyle, bu emr-i celîl-i Nebevîyi de, yerine getirmiş olurduk. Fakat bu şereften mahrumiyetimiz, maddî uzaklığından ileri gelmiştir. Çünkü Kur'ân'ın madem ki ilk nüzulü şehr-i Ramazan'da olmuştur. Bu asırda ve şu zamanda da, o mübarek âyetin hikmetleri hakkında eser yazılmasının bu ayda olması enseb ve alâdır. Cenâb-ı Hak emsâl-i kesiresiyle, hayırlısıyla cümlemizi müşerref buyursun. Âmin...
Hâtem-i i'câz, hizmet-i Kur'ân'daki kıymettar kardeşlerimi tanıttırdı. Ve şu güzel nurlu beyti hatırlattı:
Âyinedir bu âlem, herşey Hak ile kaim,
Mir'ât-ı Muhammed'den, Allah görünür dâim.Haşiye