Sözler

Sözler, Fihrist, 1057. sayfadasınız.

edebiliriz" diyenlerin ne kadar yanlış hatâ ettiklerini ispat eder. Bu sözün zeylinde Sahabe-i Güzin'in evliyadan yüksek olan mertebelerini gayet parlak bir surette ve kat'i bir tarzda ispat etmekle beraber, Sahabelerin nev-i beşer içinde enbiyadan sonra en mümtaz şahsiyetler olduklarını ve onlara yetişilmediğini kat'i bir surette ispat eder.
YİRMİ SEKİZİNCİ SÖZ: .... 669
وَبَشِّرِ الَّذِينَ اٰمَنُو وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ اَنَّ لَهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِى مِنْ تَحْتِهَا اْلاَنْهَارُ كُلَّمَا رُزِقُوا مِنْهَا مِنْ ثَمَرَةٍ رِزْقًا قَالُوا هٰذَا الَّذِى رُزِقْناَ مِنْ قَبْلُ وَاُتُوا بِهِ مُتَشَابِهًا وَلهُمْ فِيهَۤا اَزْوَاجٌ مُطَهَّرَةٌ وَهُمْ فِيهَا خَالِدُونَ * 1
âyetinin cennete ve saadet-i ebediyeye dair hakikatını te'yid eden yüzer âyâtın mühim bir hakikatını iki makamla tefsir eder.
Birinci Makam: "Beş Sual ve Cevap" namıyla Cennetin lezâiz-i cismâniyesine ve huriler hakkında medar-ı tenkit olmuş meseleleri öyle güzel bir sûrette beyan eder ki, herkesi ikna eder.
İkinci Makam: Arabiyyü'l-ibare olarak on iki lâsiyyema kelimesiyle başlar ve gayet kuvvetli ve kat'i ve hiçbir cihette sarsılmaz, haşre dair, Cennet ve Cehennemin hakkaniyetine medar binler burhanı tazammun eden bir burhan-ı bâhirdir ki; o burhan, Onuncu Söz'ün menşei ve esâsı ve hulâsasıdır.
YİRMİ DOKUZUNCU SÖZ: .... 678
قُلِ الرُّوحُ مِنْ اَمْرِ رَبِّى 2* وَالْمُؤْمِنُونَ يُؤْمِنُونَ بِاللهِ وَمَلٰۤئِكَتِهِ 3* وَمَۤا اَمْرُ السَّاعَةِ اِلاَّ كَلَمْحِ الْبَصَرِ اَوْهُوَ اَقْرَبُ 4* مَاخَلْقُكُمْ وَلاَ بَعْثُكُمْ اِلاَّ كَنَفْسٍ وَاحِدَةٍ * 5

edebiliriz" diyenlerin ne kadar yanlış hatâ ettiklerini ispat eder. Bu sözün zeylinde Sahabe-i Güzin'in evliyadan yüksek olan mertebelerini gayet parlak bir surette ve kat'i bir tarzda ispat etmekle beraber, Sahabelerin nev-i beşer içinde enbiyadan sonra en mümtaz şahsiyetler olduklarını ve onlara yetişilmediğini kat'i bir surette ispat eder. YİRMİ SEKİZİNCİ SÖZ: .... 669 وَبَشِّرِ الَّذِينَ اٰمَنُو وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ اَنَّ لَهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِى مِنْ تَحْتِهَا اْلاَنْهَارُ كُلَّمَا رُزِقُوا مِنْهَا مِنْ ثَمَرَةٍ رِزْقًا قَالُوا هٰذَا الَّذِى رُزِقْناَ مِنْ قَبْلُ وَاُتُوا بِهِ مُتَشَابِهًا وَلهُمْ فِيهَۤا اَزْوَاجٌ مُطَهَّرَةٌ وَهُمْ فِيهَا خَالِدُونَ * 1 âyetinin cennete ve saadet-i ebediyeye dair hakikatını te'yid eden yüzer âyâtın mühim bir hakikatını iki makamla tefsir eder. Birinci Makam: "Beş Sual ve Cevap" namıyla Cennetin lezâiz-i cismâniyesine ve huriler hakkında medar-ı tenkit olmuş meseleleri öyle güzel bir sûrette beyan eder ki, herkesi ikna eder. İkinci Makam: Arabiyyü'l-ibare olarak on iki lâsiyyema kelimesiyle başlar ve gayet kuvvetli ve kat'i ve hiçbir cihette sarsılmaz, haşre dair, Cennet ve Cehennemin hakkaniyetine medar binler burhanı tazammun eden bir burhan-ı bâhirdir ki; o burhan, Onuncu Söz'ün menşei ve esâsı ve hulâsasıdır. YİRMİ DOKUZUNCU SÖZ: .... 678 قُلِ الرُّوحُ مِنْ اَمْرِ رَبِّى 2* وَالْمُؤْمِنُونَ يُؤْمِنُونَ بِاللهِ وَمَلٰۤئِكَتِهِ 3* وَمَۤا اَمْرُ السَّاعَةِ اِلاَّ كَلَمْحِ الْبَصَرِ اَوْهُوَ اَقْرَبُ 4* مَاخَلْقُكُمْ وَلاَ بَعْثُكُمْ اِلاَّ كَنَفْسٍ وَاحِدَةٍ * 5