Mesnevi-i Nuriye

Mesnevi-i Nuriye, Fihrist, 344. sayfadasınız.

zım gelirdi" diye insî ve cinnî şeytanların vesveseleri yüzlerine çarpılarak bakaranın, yani ineğin dahilinin mutlak olduğunun ve hâricinin mukayyed oluşunun hikmetini aklen ve ilmen gayet muknî bir surette beyan eder.
Ahlâka dair bir "İ'lem"inde der ki:
"Ey fâsık! Bil ki, medeniyet-i sefihe öyle müthiş bir riyayı ibraz etmiş ve meydana çıkarmış ki, ehl-i medeniyetin ondan kurtulması mümkün değildir. Çünkü, ehl-i medeniyet o riyaya şan ve şeref namım vermiş. İnsanı şahıslara karşı riyâkârlığa bedel unsurlara ve milletlere ve devletlere karşı riyâkârlığa teşvik etmiş ve tarihi onlar müşevvik ve alkışçı ve cerideleri de, yani gazeteleri de dellâl yapmış. Ölümü unutturup güya unsurları içinde bir hayatları var diye zaman-ı cahiliyetteki gaddar zalimlerin desiseleri nev'inden bir desise ile beşeri tasannû ve riyâkârlığa sevk etmiştir." Ne kadar okunsa okunmaya lâyık olan bu risale dahi bir istiğfar ve Hazret-i Mevlânâ'nın bir beytiyle nihayet bulmuştur.
9-ŞEMME:..... 251
Kâinatın mecmuundan ta zerreye kadar mütenâzilen herbir mevcudun, pek çok Esma-i İlahiyeden "Allah, Rab, Mâlik, Müdebbir, Mürebbi, Mutasarrıf ve Nâzım" isimlerine şehadet ettiklerini ispat eder. Başka bir "İ'lem"inde, hiçbir kimsenin Sâni-i âlemden şikâyete hakkı olmadığını gösterir. Diğer bir "İ'Iem"inde Kur'ân-ı Hakîmin ilk ve ekser muhatabı olan cumhur-u avamın fehimlerini nasıl okşadığını ve onların idraklerine nasıl mürâat ettiğini uzun bir hakikatle beyan eder. Hem tayy-ı mekân ve bast-ı zaman ve ene'nin mahiyeti ve iki vechi gibi pek çok ince hakaiki beyan eden müteferrik mevzulardan müteşekkil bir kıymettar risaledir.
Bu risale:
Meded ey kafile-i salâr-ı rüsûl huz biyedi,
Sensin ey Nûr-u kerem cümlemizin mu'temedi.
İntisabım sanadır… işte dilimde senedi.
Lâilâhe illallah Muhammedün Resûlullah.
diye bir manzum kıt'adan sonra uzun ve muhit bir istiğfar ve duaya geçerek hitâma erer.
ONUNCU RİSALE:.... 266
Diğerlerine nisbetle büyük olan bu risalede, Sözler'den bazılarının hülâsalariyle, müteferrik ve muhtelif mevzulardan ibaret "İ'lem"ler vardır.
Birinci "İ'lem"inde 1 وَجَعَلْنَاهَا رُجُومًا لِلشَّيَاطِينِ âyet-i kerimesinin tefsirini, semâvata çıkmak isteyen şeytanların recm edilmelerini "Yedi Basamak" ile beyan eder.

zım gelirdi" diye insî ve cinnî şeytanların vesveseleri yüzlerine çarpılarak bakaranın, yani ineğin dahilinin mutlak olduğunun ve hâricinin mukayyed oluşunun hikmetini aklen ve ilmen gayet muknî bir surette beyan eder. Ahlâka dair bir "İ'lem"inde der ki: "Ey fâsık! Bil ki, medeniyet-i sefihe öyle müthiş bir riyayı ibraz etmiş ve meydana çıkarmış ki, ehl-i medeniyetin ondan kurtulması mümkün değildir. Çünkü, ehl-i medeniyet o riyaya şan ve şeref namım vermiş. İnsanı şahıslara karşı riyâkârlığa bedel unsurlara ve milletlere ve devletlere karşı riyâkârlığa teşvik etmiş ve tarihi onlar müşevvik ve alkışçı ve cerideleri de, yani gazeteleri de dellâl yapmış. Ölümü unutturup güya unsurları içinde bir hayatları var diye zaman-ı cahiliyetteki gaddar zalimlerin desiseleri nev'inden bir desise ile beşeri tasannû ve riyâkârlığa sevk etmiştir." Ne kadar okunsa okunmaya lâyık olan bu risale dahi bir istiğfar ve Hazret-i Mevlânâ'nın bir beytiyle nihayet bulmuştur. 9-ŞEMME:..... 251 Kâinatın mecmuundan ta zerreye kadar mütenâzilen herbir mevcudun, pek çok Esma-i İlahiyeden "Allah, Rab, Mâlik, Müdebbir, Mürebbi, Mutasarrıf ve Nâzım" isimlerine şehadet ettiklerini ispat eder. Başka bir "İ'lem"inde, hiçbir kimsenin Sâni-i âlemden şikâyete hakkı olmadığını gösterir. Diğer bir "İ'Iem"inde Kur'ân-ı Hakîmin ilk ve ekser muhatabı olan cumhur-u avamın fehimlerini nasıl okşadığını ve onların idraklerine nasıl mürâat ettiğini uzun bir hakikatle beyan eder. Hem tayy-ı mekân ve bast-ı zaman ve ene'nin mahiyeti ve iki vechi gibi pek çok ince hakaiki beyan eden müteferrik mevzulardan müteşekkil bir kıymettar risaledir. Bu risale: Meded ey kafile-i salâr-ı rüsûl huz biyedi, Sensin ey Nûr-u kerem cümlemizin mu'temedi. İntisabım sanadır… işte dilimde senedi. Lâilâhe illallah Muhammedün Resûlullah. diye bir manzum kıt'adan sonra uzun ve muhit bir istiğfar ve duaya geçerek hitâma erer. ONUNCU RİSALE:.... 266 Diğerlerine nisbetle büyük olan bu risalede, Sözler'den bazılarının hülâsalariyle, müteferrik ve muhtelif mevzulardan ibaret "İ'lem"ler vardır. Birinci "İ'lem"inde 1 وَجَعَلْنَاهَا رُجُومًا لِلشَّيَاطِينِ âyet-i kerimesinin tefsirini, semâvata çıkmak isteyen şeytanların recm edilmelerini "Yedi Basamak" ile beyan eder.