مِمَّا 'daki مِنْ beyanı ifade ettiğinden, فِى شَىْءٍ 1 kelimesinin takdirini ister. Takdir-i kelâm, وَاِنْ كُنْتُمْ فِى رَيْبٍ فِى شَىْءٍ مِمَّا نَزَّلْنَا 2 olsa gerektir.
نَزَّلْنَا 3 tâbirinden anlaşılır ki, onların şüphelerinin menşei nüzul sıfatı olup, kat'î cevapları da, ispat-ı nüzuldür.
Tedricen, yani âyet âyet, sûre sûre, hâdiselere göre nüzulü ifade eden tef'îl bâbından نَزَّلْنَا kelimesinin, def'aten nüzule delâlet eden if'al bâbından اَنْزَلْنَا 4 kelimesine tercihan zikredilmesi, onların, dâvâlarında "Niçin Kur'ân def'aten nâzil olmamıştır?" diye delil getirdiklerine işarettir.
عَبْدِنَا 5 Abd lâfzının nebî veya Muhammed (a.s.m.) lâfızlarına cihet-i tercihi; abd tâbiri, Peygamber aleyhissalâtü vesselâmın azametine ve ibadetin ulüvv-ü derecesine işaret olduğu gibi, اُعْبُدُوا 6 emrini tekittir ve Resul-i Ekrem hakkında vârit olan vehimleri def etmektir ki, o zat bütün insanlardan ziyade ibadet yapmış ve Kur'ân'ı okumuştur.
﴾ فَاْتُوا 7 ﴿ Bu emir, tâciz içindir. Yani emirden maksat, muhataptan birşey talep değildir. Ancak, başlarına vurmakla muarazaya, tecrübeye dâvet etmektir ki, aczleri meydana çıksın.
مِمَّا 'daki مِنْ beyanı ifade ettiğinden, فِى شَىْءٍ 1 kelimesinin takdirini ister. Takdir-i kelâm, وَاِنْ كُنْتُمْ فِى رَيْبٍ فِى شَىْءٍ مِمَّا نَزَّلْنَا 2 olsa gerektir.
نَزَّلْنَا 3 tâbirinden anlaşılır ki, onların şüphelerinin menşei nüzul sıfatı olup, kat'î cevapları da, ispat-ı nüzuldür.
Tedricen, yani âyet âyet, sûre sûre, hâdiselere göre nüzulü ifade eden tef'îl bâbından نَزَّلْنَا kelimesinin, def'aten nüzule delâlet eden if'al bâbından اَنْزَلْنَا 4 kelimesine tercihan zikredilmesi, onların, dâvâlarında "Niçin Kur'ân def'aten nâzil olmamıştır?" diye delil getirdiklerine işarettir.
عَبْدِنَا 5 Abd lâfzının nebî veya Muhammed (a.s.m.) lâfızlarına cihet-i tercihi; abd tâbiri, Peygamber aleyhissalâtü vesselâmın azametine ve ibadetin ulüvv-ü derecesine işaret olduğu gibi, اُعْبُدُوا 6 emrini tekittir ve Resul-i Ekrem hakkında vârit olan vehimleri def etmektir ki, o zat bütün insanlardan ziyade ibadet yapmış ve Kur'ân'ı okumuştur.
﴾ فَاْتُوا 7 ﴿ Bu emir, tâciz içindir. Yani emirden maksat, muhataptan birşey talep değildir. Ancak, başlarına vurmakla muarazaya, tecrübeye dâvet etmektir ki, aczleri meydana çıksın.