uçup bu kelimenin başına konan letâifi gör. Zira bu âyet, nübüvvet hakkındadır. Nübüvvet meselesinde beş maksat vardır. Bu maksatlar, beş nükte ve letâifden in'ikâs etmiştir. Bu beş letâif, مِنْ قَبْلِكَ 1 'nin sadefindedir. Maksatlar ise:
1. Hazret-i Muhammed aleyhissalâtü vesselâm, resuldür.
2. Ekmelü'r-Rusüldür.
3. Hâtemü'l-Enbiyadır.
4. Risaleti, âmmedir.
5. Şeriati, sâir şeriatlerin mehâsinini cem ile onların nâsihidir.
Birinci maksadın مِنْ قَبْلِكَ 'den veçh-i in'ikâsı: Meslekleri ve yolları bir olan bir cemaat, مِنْ قَبْلِكَ kelimesinden îmaen fehmolunur. Binaenaleyh, Hazret-i Muhammed'in (a.s.m.) مِنْ قَبْلِكَ 'deki zamire merci olması, o cemaatten mâdud olmasını iktiza eder. Ve onların meslekleri olan nübüvvetlerine ve kitaplarının sıdkına olan bütün deliller, Hazret-i Muhammed aleyhissalâtü vesselâmın risaletine ve Kur'ân'ın Allah'tan nâzil olduğuna bir hüccet-i katıa olduğu gibi, onların mu'cizeleri de Hazret-i Muhammed'in (a.s.m.) dâvâsına bir mu'cize hükmüne geçer.
İkinci maksadın veçh-i in'ikâsı, üç kaideden tezahür eder.
1. Sultanlar daima halkın, cemaatin, ordunun sonunda çıkarlar.
2. Nev-i beşerde tekemmül vardır. Bu tekemmül kanunu, ikinci mürebbînin ve ikinci mükemmilin, evvelki mürebbîlerden daha ekmel olmasını iktiza eder.
uçup bu kelimenin başına konan letâifi gör. Zira bu âyet, nübüvvet hakkındadır. Nübüvvet meselesinde beş maksat vardır. Bu maksatlar, beş nükte ve letâifden in'ikâs etmiştir. Bu beş letâif, مِنْ قَبْلِكَ 1 'nin sadefindedir. Maksatlar ise:
1. Hazret-i Muhammed aleyhissalâtü vesselâm, resuldür.
2. Ekmelü'r-Rusüldür.
3. Hâtemü'l-Enbiyadır.
4. Risaleti, âmmedir.
5. Şeriati, sâir şeriatlerin mehâsinini cem ile onların nâsihidir.
Birinci maksadın مِنْ قَبْلِكَ 'den veçh-i in'ikâsı: Meslekleri ve yolları bir olan bir cemaat, مِنْ قَبْلِكَ kelimesinden îmaen fehmolunur. Binaenaleyh, Hazret-i Muhammed'in (a.s.m.) مِنْ قَبْلِكَ 'deki zamire merci olması, o cemaatten mâdud olmasını iktiza eder. Ve onların meslekleri olan nübüvvetlerine ve kitaplarının sıdkına olan bütün deliller, Hazret-i Muhammed aleyhissalâtü vesselâmın risaletine ve Kur'ân'ın Allah'tan nâzil olduğuna bir hüccet-i katıa olduğu gibi, onların mu'cizeleri de Hazret-i Muhammed'in (a.s.m.) dâvâsına bir mu'cize hükmüne geçer.
İkinci maksadın veçh-i in'ikâsı, üç kaideden tezahür eder.
1. Sultanlar daima halkın, cemaatin, ordunun sonunda çıkarlar.
2. Nev-i beşerde tekemmül vardır. Bu tekemmül kanunu, ikinci mürebbînin ve ikinci mükemmilin, evvelki mürebbîlerden daha ekmel olmasını iktiza eder.