İşarat'ül İ'caz, Mukaddime, 385. sayfadasınız.

 Mukaddime1
İ'lem eyyühe'l-aziz! İ'câz-ı Kur'ân'ın esası belâğat-ı nazmındadır. Belâğat-ı nazmı ise iki kısmıdır. Biri ziynet eşyası gibi, diğeri elbise gibidir.
Birinci kısım, mensur incilere, menşur ziynete ve murassa nakşa benzer. Tahassul ettiği madeni ise, maksut olan nahvî ve fennî mânâları, sözlerin arasına—erimiş altını gümüş taşların arasına döker gibi—yerleştirmektir. Bu birinci nevin meyveleri olan letâifin beyanını fenn-i maânî uhdesine almıştır.
İkinci kısım ise, kıymetli bir libas, fâhir bir hulle gibidir. Mânâların kâmetine münasip üsluptan biçilir ve muhtelif parçalardan muntazam şekilde dikilir ki, tamamı mânânın veya kıssanın veya garazın kâmeti üzerine giydirilir. Bu kısmın ustası ve kefili, fenn-i beyandır.
Ve bu ikinci kısmın mühim meselelerinden birisi de temsildir. Kur'ân-ı Kerim temsili ekseriyetle kullanmış ve kullandığı temsil adedi bine bâliğ olmuştur. Çünkü temsilde lâtif bir sır, âlî bir hikmet vardır. Evet, temsille vehim akla mağlup olur, hayal fikre inkıyat etmeye mecbur olur, gaip hâzıra tahavvül eder, ma'kul mahsusa inkılâp eder ve mânâ mücessem olur. Hem temsil sayesinde dağınık meseleler cem olur, birbirine karışmış meseleler imtizaç eder,

 Mukaddime1 İ'lem eyyühe'l-aziz! İ'câz-ı Kur'ân'ın esası belâğat-ı nazmındadır. Belâğat-ı nazmı ise iki kısmıdır. Biri ziynet eşyası gibi, diğeri elbise gibidir. Birinci kısım, mensur incilere, menşur ziynete ve murassa nakşa benzer. Tahassul ettiği madeni ise, maksut olan nahvî ve fennî mânâları, sözlerin arasına—erimiş altını gümüş taşların arasına döker gibi—yerleştirmektir. Bu birinci nevin meyveleri olan letâifin beyanını fenn-i maânî uhdesine almıştır. İkinci kısım ise, kıymetli bir libas, fâhir bir hulle gibidir. Mânâların kâmetine münasip üsluptan biçilir ve muhtelif parçalardan muntazam şekilde dikilir ki, tamamı mânânın veya kıssanın veya garazın kâmeti üzerine giydirilir. Bu kısmın ustası ve kefili, fenn-i beyandır. Ve bu ikinci kısmın mühim meselelerinden birisi de temsildir. Kur'ân-ı Kerim temsili ekseriyetle kullanmış ve kullandığı temsil adedi bine bâliğ olmuştur. Çünkü temsilde lâtif bir sır, âlî bir hikmet vardır. Evet, temsille vehim akla mağlup olur, hayal fikre inkıyat etmeye mecbur olur, gaip hâzıra tahavvül eder, ma'kul mahsusa inkılâp eder ve mânâ mücessem olur. Hem temsil sayesinde dağınık meseleler cem olur, birbirine karışmış meseleler imtizaç eder,