Sözler

Sözler, Fihrist, 1068. sayfadasınız.

kabiliyetine göre kemal-i mizan ve intizam ile en kısa yolda en kısa bir surette, en hafif tarzda isti'malce en kolay bir şekilde israfsız olarak hikmetli bir tarzda vücud vermek, suret giydirmek, mevcûdat adedince deliller ile Sâni'in vücub-u vücuduna delâletleriyle tefsir ediyor.
On Altıncı Pencere: .... 906
Şimdi tahattur edemediğim bir âyetin mühim bir hakikatını zemin yüzünde mevsim-be-mevsim tazelenen mahlûkatın icad ve tedbirlerindeki intizamın gösterdiği rahmet-i vâsıa ile ve o ihsânâttaki iâşe-i umûmiyenin gösterdiği rezzakıyet cihetinde gayet parlak ve kuvvetli ve kat'i bir burhan-ı vahdâniyeti göstermekle tefsir ediyor.
On Yedinci Pencere: ..... 908
اِنَّ فِى السَّمٰوَاتِ وَاْلاَرْضِ لاٰيَاتٍ لِلْمُؤْمِنِينَ 1 gibi âyetlerin hakâikından bir hakikatını, zemin yüzünde yaz zamanında müşevveşiyeti iktiza eden nihayet sehâvet içinde kemâl-i intizam ve mizansızlığı iktiza eden sûr'at-i mutlaka içinde kemal-i mevzuniyet ve mebzuliyyet ve kabalığı iktiza eden kesret-i mutlaka içinde kemâl-i hüsn-ü san'at ve basitliği ve sanatsızlığı iktiza eden sühulet-i mutlaka içinde nihayet derecede maharet ve sanatkârlık ve ihtilafı iktiza eden uzaklık içinde bir ittikan-ı mutlak ve tenasüb-ü tâm ve karışıklığı ve bulaşmaklığı iktiza eden kemâl-i ihtilâf içinde kemal-i imtiyaz ve ehemmiyetsizliği ve kıymetsizliği iktiza eden mebzûliyet ve nihayet derecede ucuzluk içinde san'atça nihayet derecede kıymettar ve pahalı bir keyfiyette mevcudatın görünmesi güneş gibi parlak olarak her tarafta vahdâniyyet-i İlâhiyeyi gösterip Sâni-i Vâhid'in

kabiliyetine göre kemal-i mizan ve intizam ile en kısa yolda en kısa bir surette, en hafif tarzda isti'malce en kolay bir şekilde israfsız olarak hikmetli bir tarzda vücud vermek, suret giydirmek, mevcûdat adedince deliller ile Sâni'in vücub-u vücuduna delâletleriyle tefsir ediyor. On Altıncı Pencere: .... 906 Şimdi tahattur edemediğim bir âyetin mühim bir hakikatını zemin yüzünde mevsim-be-mevsim tazelenen mahlûkatın icad ve tedbirlerindeki intizamın gösterdiği rahmet-i vâsıa ile ve o ihsânâttaki iâşe-i umûmiyenin gösterdiği rezzakıyet cihetinde gayet parlak ve kuvvetli ve kat'i bir burhan-ı vahdâniyeti göstermekle tefsir ediyor. On Yedinci Pencere: ..... 908 اِنَّ فِى السَّمٰوَاتِ وَاْلاَرْضِ لاٰيَاتٍ لِلْمُؤْمِنِينَ 1 gibi âyetlerin hakâikından bir hakikatını, zemin yüzünde yaz zamanında müşevveşiyeti iktiza eden nihayet sehâvet içinde kemâl-i intizam ve mizansızlığı iktiza eden sûr'at-i mutlaka içinde kemal-i mevzuniyet ve mebzuliyyet ve kabalığı iktiza eden kesret-i mutlaka içinde kemâl-i hüsn-ü san'at ve basitliği ve sanatsızlığı iktiza eden sühulet-i mutlaka içinde nihayet derecede maharet ve sanatkârlık ve ihtilafı iktiza eden uzaklık içinde bir ittikan-ı mutlak ve tenasüb-ü tâm ve karışıklığı ve bulaşmaklığı iktiza eden kemâl-i ihtilâf içinde kemal-i imtiyaz ve ehemmiyetsizliği ve kıymetsizliği iktiza eden mebzûliyet ve nihayet derecede ucuzluk içinde san'atça nihayet derecede kıymettar ve pahalı bir keyfiyette mevcudatın görünmesi güneş gibi parlak olarak her tarafta vahdâniyyet-i İlâhiyeyi gösterip Sâni-i Vâhid'in