Lem'alar

Lem'alar, Fihrist, 675. sayfadasınız.

yani, "Öküz ve balık üstünde duruyor." Şu hadise dair çok münakaşat vardır. Coğrafyacılar, hâşâ, bu hadisi inkâr ediyorlar.
İşte, bu hadisin hakiki mânâsını, üç vecihle, bu risalenin Birinci Makamı öyle bir tarzda beyan ediyor ki, münkirlerin zerre miktar insafı varsa ve coğrafyacıların hakka karşı zerre miktar iz'anları bulunsa, bu hadisi, bâhir bir mu'cize-i Ahmediye (a.s.m.) sayacaklardır. Çünkü o üç cevap; hem hakiki ve kat'i, hem mânidardırlar.
İkinci Makam: بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ in en mühim beş altı sırlarını tefsir ediyor. Ve بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ Kur'ân'ın bir hülâsası ve bir fihristesi ve miftahı olduğunu gösterdiği gibi, Arştan ferşe kadar uzanmış bir hatt-ı kudsî-i nûranî olmakla beraber, Saadet-i Ebediye kapısını açan bir anahtar ve her mübarek şeye feyiz ve bereket veren bir menba-ı envar olduğunu beyan eder. Bu İkinci Makam, en birinci risale olan, "Birinci Söz"e bakar. Âdeta, Risale-i Nur eczaları bir daire hükmünde olup; müntehası iptidasına بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ hatt-ı mübarekiyle ittihad ediyor. Ve bu makamda "Altı Sır" yerine otuz yazılacaktı. Şimdilik altı kaldı. Kısadır, fakat gayet büyük hakaiki tazammun ediyor. Bunu dikkatle okuyan, بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ ne kadar kıymettar bir hazine-i kudsiye olduğunu anlar.
ON BEŞİNCİ LEM'A:.... 182
Risale-i Nur Külliyatının Sözler, Mektubat ve On Dördüncü Lem'aya kadar olan kısmının fihristesidir. (Her kitabın sonuna o kitabın fihristesi konulmuştur.)
ON ALTINCI LEM'A:.... 183
Mesail-i mühimmeden bazı mesail hakkında sorulan suallerin cevaplarını muhtevidir. Şöyle ki; en başta, merakâver "Dört Sual"e cevaptır.
Birincisi: "Ehl-i Sünnet ve Cemaat hakkında bir ferec ve bir fütûhat olacağı hakkında ehl-i keşfin verdiği haberlerin zuhur etmemesi nedendir?" diye sorulmasına mukabil, gayet güzel bir cevaptır.
İkincisi: "Risale-i Nur'un müellifi, kendisini şiddetli tazyikat altında tutan ehl-i dünyanın aleyhinde bulunması lâzım gelirken, onlara maddeten ilişmemesinin sebebi nedir?" sualine gayet latif bir cevaptır.
Üçüncüsü: "İngiliz ve İtalyan gibi hükûmetlerin bu hükûmetle muharebe etmek istemelerine karşı, neden şiddetli bir surette harp aleyhinde bulunuyorsunuz? Halbuki, bu gibi hadiseler, milletin kuvve-i maneviyesinin menbaı olan hamiyet-i İslâmiyeyi tehyic etmekle, şeâir-i İslâmiyenin ihyasına ve bid'aların ref'ine bir derece medar olur" diye vaki sualine verilen pek letafetli bir cevaptır.

yani, "Öküz ve balık üstünde duruyor." Şu hadise dair çok münakaşat vardır. Coğrafyacılar, hâşâ, bu hadisi inkâr ediyorlar. İşte, bu hadisin hakiki mânâsını, üç vecihle, bu risalenin Birinci Makamı öyle bir tarzda beyan ediyor ki, münkirlerin zerre miktar insafı varsa ve coğrafyacıların hakka karşı zerre miktar iz'anları bulunsa, bu hadisi, bâhir bir mu'cize-i Ahmediye (a.s.m.) sayacaklardır. Çünkü o üç cevap; hem hakiki ve kat'i, hem mânidardırlar. İkinci Makam: بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ in en mühim beş altı sırlarını tefsir ediyor. Ve بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ Kur'ân'ın bir hülâsası ve bir fihristesi ve miftahı olduğunu gösterdiği gibi, Arştan ferşe kadar uzanmış bir hatt-ı kudsî-i nûranî olmakla beraber, Saadet-i Ebediye kapısını açan bir anahtar ve her mübarek şeye feyiz ve bereket veren bir menba-ı envar olduğunu beyan eder. Bu İkinci Makam, en birinci risale olan, "Birinci Söz"e bakar. Âdeta, Risale-i Nur eczaları bir daire hükmünde olup; müntehası iptidasına بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ hatt-ı mübarekiyle ittihad ediyor. Ve bu makamda "Altı Sır" yerine otuz yazılacaktı. Şimdilik altı kaldı. Kısadır, fakat gayet büyük hakaiki tazammun ediyor. Bunu dikkatle okuyan, بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ ne kadar kıymettar bir hazine-i kudsiye olduğunu anlar. ON BEŞİNCİ LEM'A:.... 182 Risale-i Nur Külliyatının Sözler, Mektubat ve On Dördüncü Lem'aya kadar olan kısmının fihristesidir. (Her kitabın sonuna o kitabın fihristesi konulmuştur.) ON ALTINCI LEM'A:.... 183 Mesail-i mühimmeden bazı mesail hakkında sorulan suallerin cevaplarını muhtevidir. Şöyle ki; en başta, merakâver "Dört Sual"e cevaptır. Birincisi: "Ehl-i Sünnet ve Cemaat hakkında bir ferec ve bir fütûhat olacağı hakkında ehl-i keşfin verdiği haberlerin zuhur etmemesi nedendir?" diye sorulmasına mukabil, gayet güzel bir cevaptır. İkincisi: "Risale-i Nur'un müellifi, kendisini şiddetli tazyikat altında tutan ehl-i dünyanın aleyhinde bulunması lâzım gelirken, onlara maddeten ilişmemesinin sebebi nedir?" sualine gayet latif bir cevaptır. Üçüncüsü: "İngiliz ve İtalyan gibi hükûmetlerin bu hükûmetle muharebe etmek istemelerine karşı, neden şiddetli bir surette harp aleyhinde bulunuyorsunuz? Halbuki, bu gibi hadiseler, milletin kuvve-i maneviyesinin menbaı olan hamiyet-i İslâmiyeyi tehyic etmekle, şeâir-i İslâmiyenin ihyasına ve bid'aların ref'ine bir derece medar olur" diye vaki sualine verilen pek letafetli bir cevaptır.