Lem'alar

Lem'alar, Fihrist, 684. sayfadasınız.

Ve ihlâsı kuvvetlendiren bir vasıtanın "rabıta-i mevt" olduğunu ve zedeleyen sebeplerin "riya ve tûl-i emel" gibi merdut hasletler olduğunu bildirir.
İhlâsı kazanmanın ikinci sebebi, daima huzur-u İlâhide olduğunu düşünmektir. Bu suretle, hem riyadan kurtulma çaresini, hem kazanılan ihlâsta çok meratib olduğunu beyan eder.
Daha sonra, ihlâsı kıran sebeplerden üç mâniden birincisinin "maddi menfaatler" olduğunu ve âmâl-i uhreviyedeki teşrik-i mesaide muazzam menfaat olduğunu, hem bu uhrevî kazanç, dünyevi şeriklerin kazançları gibi olmayıp, tecezzi ve inkısam etmeden, noksansız olarak, fazl-ı İlâhi ile, terâküm eden sevap yekûnlerinin bir misli, iştirak eden fertlerin herbirinin defter-i âmâline aynen gireceğini beyan ederek, rekabet ve ihlassızlıkla bu ticaretin kaçırılmamasını tavsiye eder. Mâniin ikincisi, ihlâsı kıran ve en mühim bir maraz-ı ruhi olup şirk-i hafiye yol açan "teveccüh-ü âmme"den şiddetle kaçmayı ve bu gibi marazlara ehemmiyet verilmemesini ehemmiyetle emreder. Üçüncü Mânide de "korku ve tama" yüzünden gelecek zararlar ile ihlâsın kırılacağını bahsederek, bu hususta Hücumat-ı Sitte'de izahat-ı kâfiye verildiğinden, o kıymetdar risaleye havale edilmekle hâtime verilen, şirin ve lâtif ve çok âli ve misilsiz ve herkesin muhtaç olduğu bir risale-i mübarekedir.
Hüsrev
Bir kısım kardeşlerime hususî bir mektuptur.
Bid'aların istilâsı zamanında, sünnet-i seniyeye ittibâın ehemmiyetini ve Risale-i Nur'u yazmanın beş nevi ibâdet olduğunu bildiren kıymettar bir mektuptur.
YİRMİ İKİNCİ LEM'A:.... 280
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
وَمَنْ يَتَوَكَّلْ عَلَى اللهِ فَهُوَ حَسْبُهُ اِنَّ اللهَ بَالِغُ اَمْرِهِ قَدْ جَعَلَ اللهُ لِكُلِّ شَيْءٍ قَدْرًا *
1
gibi âyetlerle, üç işaretle, Risale-i Nur müellifine ve Risale-i Nur'a ait çoklar tarafından deniliyor ki: "Sen ehl-i dünyanın dünyasına karışmadığın halde, nedendir ki, herbir fırsatta senin âhiretine karışıyorlar? Hattâ, hiçbir hükûmet târiki'd-dünya ve münzevilere karışmıyor?" mealinde bir suale karşı, gayet güzel cevap veriyor.
Birinci işaret: Risale-i Nur müellifi ve Risale-i Nur, bütün ehl-i imanın hususan Isparta vilâyetinin mânevî terakkiyatlarına ve imanlarının inbisatına mühim bir medar olduğundan; bu sualin cevabını, din ve şeriat namına, haklarını müdafaaya mecbur olduklarından, dinsizlere karşı müdafaa vazifesi, insanların, hususan Isparta vilâyetinin insanlarının hakları olduğunu kat'i gösterir.

Ve ihlâsı kuvvetlendiren bir vasıtanın "rabıta-i mevt" olduğunu ve zedeleyen sebeplerin "riya ve tûl-i emel" gibi merdut hasletler olduğunu bildirir. İhlâsı kazanmanın ikinci sebebi, daima huzur-u İlâhide olduğunu düşünmektir. Bu suretle, hem riyadan kurtulma çaresini, hem kazanılan ihlâsta çok meratib olduğunu beyan eder. Daha sonra, ihlâsı kıran sebeplerden üç mâniden birincisinin "maddi menfaatler" olduğunu ve âmâl-i uhreviyedeki teşrik-i mesaide muazzam menfaat olduğunu, hem bu uhrevî kazanç, dünyevi şeriklerin kazançları gibi olmayıp, tecezzi ve inkısam etmeden, noksansız olarak, fazl-ı İlâhi ile, terâküm eden sevap yekûnlerinin bir misli, iştirak eden fertlerin herbirinin defter-i âmâline aynen gireceğini beyan ederek, rekabet ve ihlassızlıkla bu ticaretin kaçırılmamasını tavsiye eder. Mâniin ikincisi, ihlâsı kıran ve en mühim bir maraz-ı ruhi olup şirk-i hafiye yol açan "teveccüh-ü âmme"den şiddetle kaçmayı ve bu gibi marazlara ehemmiyet verilmemesini ehemmiyetle emreder. Üçüncü Mânide de "korku ve tama" yüzünden gelecek zararlar ile ihlâsın kırılacağını bahsederek, bu hususta Hücumat-ı Sitte'de izahat-ı kâfiye verildiğinden, o kıymetdar risaleye havale edilmekle hâtime verilen, şirin ve lâtif ve çok âli ve misilsiz ve herkesin muhtaç olduğu bir risale-i mübarekedir. Hüsrev Bir kısım kardeşlerime hususî bir mektuptur. Bid'aların istilâsı zamanında, sünnet-i seniyeye ittibâın ehemmiyetini ve Risale-i Nur'u yazmanın beş nevi ibâdet olduğunu bildiren kıymettar bir mektuptur. YİRMİ İKİNCİ LEM'A:.... 280 بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ وَمَنْ يَتَوَكَّلْ عَلَى اللهِ فَهُوَ حَسْبُهُ اِنَّ اللهَ بَالِغُ اَمْرِهِ قَدْ جَعَلَ اللهُ لِكُلِّ شَيْءٍ قَدْرًا * 1 gibi âyetlerle, üç işaretle, Risale-i Nur müellifine ve Risale-i Nur'a ait çoklar tarafından deniliyor ki: "Sen ehl-i dünyanın dünyasına karışmadığın halde, nedendir ki, herbir fırsatta senin âhiretine karışıyorlar? Hattâ, hiçbir hükûmet târiki'd-dünya ve münzevilere karışmıyor?" mealinde bir suale karşı, gayet güzel cevap veriyor. Birinci işaret: Risale-i Nur müellifi ve Risale-i Nur, bütün ehl-i imanın hususan Isparta vilâyetinin mânevî terakkiyatlarına ve imanlarının inbisatına mühim bir medar olduğundan; bu sualin cevabını, din ve şeriat namına, haklarını müdafaaya mecbur olduklarından, dinsizlere karşı müdafaa vazifesi, insanların, hususan Isparta vilâyetinin insanlarının hakları olduğunu kat'i gösterir.