etmek hoşuma gitmiyordu. En nihayet esaretimin sekizinci senesinde ve en işkenceli ve en sıkıntılı bir zamanda gayet kuvvetli bir teşvike muhtaç olduğumuzdan bana ihtar edildi ki: "Bunu, tahdis-i nimet ve bir şükr-ü mânevî nev'inden izhar et. Hem korkma, kanaat verecek derecede kuvvetlidir..."
O risalenin başında dediğim gibi, bunu izharda en mühim maksadım; Esrar-ı Kur'âniyeye ait olan risalelerin makbuliyetine Gavs-ı Âzam imza basması nev'inden olduğudur.
İkinci maksadım: O kudsi Üstadımın kerametini izhar etmekle, kerâmât-ı evliyayı inkâr eden mülhidleri iskât edip; hizmet-i Kur'âniyeye füturlar verecek çok esbaba maruz ve çok avâika hedef olan arkadaşlarımın kuvve-i mânevîyesini takviye ve şevklerini tezyid ve füturlarını izale etmek idi.
Benim için bir nevi hodfuruşluk nev'inden olduğu için ehemmiyetli zarardır. Fakat o zararımı, üstadımın ve arkadaşlarımın hatırı için kabul ettim.
Bu Keramet-i Gavsiye risalesi tedricen istihrac edildiği için birkaç parça oldu ve tetimmelere inkisam etti. Gittikçe birbirini tenvir ve te'yid ettikçe vuzuh peyda ediyor. İşaratın bazısında za'fiyet varsa da sair arkadaşlarının ittifakından aldığı kuvvet o za'fı izale eder. Hatta cây-ı hayrettir ki; o beş satırın âhirinde, herbirinin mertebesini ve has bir sıfatını ima etmek suretinde on beşten fazla hizmet-i Kur'âniyedeki mühim kardeşlerimi gösteriyor. Bu risalede, Keramet-i Gavsiye münasebetiyle birkaç ehemmiyetli meseleler ve birkaç mühim hakikatlar beyan edilmiştir.
Bu risaleyi herkese tavsiye etmiyorum ve izin vermiyorum. Belki safvet ve insaf ve ihlâs ve hususiyeti bulunan kardeşlerime müsaade ediyorum. Hem, başında olan maksatlarımı düşünerek öyle baksın, beni bir keramet-furuşluk vaziyetinde tasavvur etmesin.
ba
etmek hoşuma gitmiyordu. En nihayet esaretimin sekizinci senesinde ve en işkenceli ve en sıkıntılı bir zamanda gayet kuvvetli bir teşvike muhtaç olduğumuzdan bana ihtar edildi ki: "Bunu, tahdis-i nimet ve bir şükr-ü mânevî nev'inden izhar et. Hem korkma, kanaat verecek derecede kuvvetlidir..."
O risalenin başında dediğim gibi, bunu izharda en mühim maksadım; Esrar-ı Kur'âniyeye ait olan risalelerin makbuliyetine Gavs-ı Âzam imza basması nev'inden olduğudur.
İkinci maksadım: O kudsi Üstadımın kerametini izhar etmekle, kerâmât-ı evliyayı inkâr eden mülhidleri iskât edip; hizmet-i Kur'âniyeye füturlar verecek çok esbaba maruz ve çok avâika hedef olan arkadaşlarımın kuvve-i mânevîyesini takviye ve şevklerini tezyid ve füturlarını izale etmek idi.
Benim için bir nevi hodfuruşluk nev'inden olduğu için ehemmiyetli zarardır. Fakat o zararımı, üstadımın ve arkadaşlarımın hatırı için kabul ettim.
Bu Keramet-i Gavsiye risalesi tedricen istihrac edildiği için birkaç parça oldu ve tetimmelere inkisam etti. Gittikçe birbirini tenvir ve te'yid ettikçe vuzuh peyda ediyor. İşaratın bazısında za'fiyet varsa da sair arkadaşlarının ittifakından aldığı kuvvet o za'fı izale eder. Hatta cây-ı hayrettir ki; o beş satırın âhirinde, herbirinin mertebesini ve has bir sıfatını ima etmek suretinde on beşten fazla hizmet-i Kur'âniyedeki mühim kardeşlerimi gösteriyor. Bu risalede, Keramet-i Gavsiye münasebetiyle birkaç ehemmiyetli meseleler ve birkaç mühim hakikatlar beyan edilmiştir.
Bu risaleyi herkese tavsiye etmiyorum ve izin vermiyorum. Belki safvet ve insaf ve ihlâs ve hususiyeti bulunan kardeşlerime müsaade ediyorum. Hem, başında olan maksatlarımı düşünerek öyle baksın, beni bir keramet-furuşluk vaziyetinde tasavvur etmesin.
ba