lâm!" başlığı altında Türkçe olarak meb'usana on maddelik bir hitap vardır. Bu hitabın tesiriyle Meclis-i Mebusan'da küçük bir oda olan mescid, büyük bir salona tebdil edilmiştir.
ZEYLÜ'L-HUBAB:.... 142
Hubab'ın İkinci Zeyli de çok mühim hakikatları ihtiva etmektedir.
6-HABBE:... 154
İki zeyli vardır. Bu risalenin birinci "İ'lem"i, hakikat-ı Muhammediye (a.s.m.) âlemin hem sebeb-i hilkati, hem çekirdeği, hem meyvesi, hem netice-i hilkat-i âlem olduğunu gayet edibâne bir üslup ile beyan ediyor. Diyor ki: "Eğer âlemi bir kitab-ı kebir olarak görsen, kâtibinin kaleminin mürekkebi nur-u Muhammed Aleyhissalâtü Vesselamdır. Eğer âlemi bir şecere suretinde görsen, evvelâ çekirdeği, sonra meyvesi yine Nur-u Muhammed Aleyhissalâtü Vesselamdır. Eğer âlemi bir zîhayat libasım giymiş görsen, Onun ruhu Nur-u Muhammedî Aleyhissalâtü Vesselamdır. Eğer âlemi bir gül bahçesi olarak görsen onun andelîb-i Zîşanı yine Nur-u Muhammedî Aleyhissalâtü Vesselamdır."
Risalenin sonunda gayet güzel bir tazarrû ve niyaz ve istiğfar vardır.
ZEYLÜ'L-HABBE:.... 177
Habbenin Birinci Zeyli'nin âhirlerinde, حَسْبُنَا اللهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ 1 ile لاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ اِلاَّ بِاللهِ الْعَلِىِّ الْعَظِيمِ 2
mertebelerinin Yirmi Dokuzuncu Lem'a-i Arabiyeye nisbeten kısa ve gayet güzel beyanları münderiçtir.
ZEYLÜ'L-ZEYL:.... 188
Habbe'nin ikinci zeylinde, gayet mühim bir risale olan hem Arapça, hem Türkçe olarak kesretle intişar eden Âsa-yı Mûsâ mecmuasında Yirmi Üçüncü Lem'a nâmındaki Tabiat Risalesi'nin muhtasar kısa Ârapçası da vardır.
Bu risale, Ankara'da te'iif edildiği zaman bir matbaada tab' edilmiştir. İnsanların ağzından çıkan dehşetli üç kelimenin butlanını ispat ederek tabiat bataklığında boğulanları kurtarıyor.
7-ZÜHRE:... 196
Uzun bir hakikatin yalnız ucunu göstermek ve parlak bir nurun yalnız bir şuamı irâe etmek maksadıyla yazılan bu çok mühim risale, gayet ehemmiyetli hakikatleri ihtiva ettiğinden en mümtaz Nur şakirtlerinin musırrâne talepleri üzerine—ekserisi Arapça bilmeyen o şakirtlerin istifadelerine medar olmak için kısmen izahlı, kısmen kısa bir meali Üstadımız tarafından Türkçeye çevrilmiş ve
lâm!" başlığı altında Türkçe olarak meb'usana on maddelik bir hitap vardır. Bu hitabın tesiriyle Meclis-i Mebusan'da küçük bir oda olan mescid, büyük bir salona tebdil edilmiştir.
ZEYLÜ'L-HUBAB:.... 142
Hubab'ın İkinci Zeyli de çok mühim hakikatları ihtiva etmektedir.
6-HABBE:... 154
İki zeyli vardır. Bu risalenin birinci "İ'lem"i, hakikat-ı Muhammediye (a.s.m.) âlemin hem sebeb-i hilkati, hem çekirdeği, hem meyvesi, hem netice-i hilkat-i âlem olduğunu gayet edibâne bir üslup ile beyan ediyor. Diyor ki: "Eğer âlemi bir kitab-ı kebir olarak görsen, kâtibinin kaleminin mürekkebi nur-u Muhammed Aleyhissalâtü Vesselamdır. Eğer âlemi bir şecere suretinde görsen, evvelâ çekirdeği, sonra meyvesi yine Nur-u Muhammed Aleyhissalâtü Vesselamdır. Eğer âlemi bir zîhayat libasım giymiş görsen, Onun ruhu Nur-u Muhammedî Aleyhissalâtü Vesselamdır. Eğer âlemi bir gül bahçesi olarak görsen onun andelîb-i Zîşanı yine Nur-u Muhammedî Aleyhissalâtü Vesselamdır."
Risalenin sonunda gayet güzel bir tazarrû ve niyaz ve istiğfar vardır.
ZEYLÜ'L-HABBE:.... 177
Habbenin Birinci Zeyli'nin âhirlerinde, حَسْبُنَا اللهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ 1 ile لاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ اِلاَّ بِاللهِ الْعَلِىِّ الْعَظِيمِ 2
mertebelerinin Yirmi Dokuzuncu Lem'a-i Arabiyeye nisbeten kısa ve gayet güzel beyanları münderiçtir.
ZEYLÜ'L-ZEYL:.... 188
Habbe'nin ikinci zeylinde, gayet mühim bir risale olan hem Arapça, hem Türkçe olarak kesretle intişar eden Âsa-yı Mûsâ mecmuasında Yirmi Üçüncü Lem'a nâmındaki Tabiat Risalesi'nin muhtasar kısa Ârapçası da vardır.
Bu risale, Ankara'da te'iif edildiği zaman bir matbaada tab' edilmiştir. İnsanların ağzından çıkan dehşetli üç kelimenin butlanını ispat ederek tabiat bataklığında boğulanları kurtarıyor.
7-ZÜHRE:... 196
Uzun bir hakikatin yalnız ucunu göstermek ve parlak bir nurun yalnız bir şuamı irâe etmek maksadıyla yazılan bu çok mühim risale, gayet ehemmiyetli hakikatleri ihtiva ettiğinden en mümtaz Nur şakirtlerinin musırrâne talepleri üzerine—ekserisi Arapça bilmeyen o şakirtlerin istifadelerine medar olmak için kısmen izahlı, kısmen kısa bir meali Üstadımız tarafından Türkçeye çevrilmiş ve