edilerek hapishaneye götürüldüğünü ve Üstadımız müteellim ve Nurlara gelen zarardan müteessir iken, birden inâyet-i İlâhiye imdada yetişerek, mahrem risaleleri okuyan resmi dairelerin, bir dershane-i Nuriye hükmüne geçip risaleleri takdirle karşıladıklarını ve yine Denizli Hapsinde, ihtiyarlık, hastalık ve mâsum arkadaşlara gelen zahmetlerden elem ve teessür içinde iken, birden inâyet-i Rabbaniye yetişerek, hapishaneyi bir dershane-i Nuriyeye çevirip, bir Medrese-i Yûsufiye (a.s.) olduğunu ispat ederek, Medresetü'z-Zehra kahramanlarının elmas kalemleri ile Nurların intişara başlamasını ve gizli düşmanların Üstadımızı nasıl zehirlediklerini ve onun yerine merhum Hafız Ali'nin şehid olarak berzah âlemine seyahat eylemesi üzerine, hepsi müteellim ve müteessir bir halde iken, yine birden inâyet-i İlâhiye imdâda yetişerek, Üstadımızdan zehir tehlikesinin geçmesi ve merhum şehidin, kabirde, Nurlarla meşgul olarak, sual meleklerine, Nurlarla cevap vermesi ve onun bedeline Denizli kahramanı Hasan Feyzi Rahmetullahi aleyh ve arkadaşlarının hizmete girmesi ve mahpusların nurlarla ıslâh olmaları gibi çok emarelerle, inâyet-i Rabbaniyenin yetiştiğini ifade ettikten sonra, gençliğinde âhir ömrünü mağarada geçirmek arzusuna mukabil, bu mağaraların hapishanelere, inzivalara, çilehanelere, mutlak tecrid hücrelerine çevrilip, Yûsufiye medreseleri olarak Kur'ân ve imanın hakikatlerına mücahidane bir surette hizmet ettirdiğini ve o çileli hapislerde üç hikmet ve hizmet-i nuriyeye üç ehemmiyetli fayda bulunduğunu beyan eden ehemmiyetli bir Ricadır.
Yirmi Altıncı Lem'anın Zeyli Yirmi Birinci Mektup (İhtiyar peder ve validelere hürmet hakkındadır.):....417
YİRMİ YEDİNCİ LEM'A:.... 417
Eskişehir mahkeme müdafaası olup kısmen Tarihçe-i Hayat'ta ve teksir Lem'alar mecmuasında neşredilmiştir.
YİRMİ SEKİZİNCİ LEM'A:.... 418
Eskişehir hapishanesinin hatırası olup (yirmi sekiz) nüktedir.
Birinci Nükte: Bu lem'anın Birinci Nüktesi "İkinci Keramet-i Aleviye"dir ve Sikke-i Tasdik-i Gaybî'de yer almaktadır.
İkinci Nükte: Risale-i Nur şakirtlerinin mukadderat-ı İlâhiye ile tanzim edilen hapishanede toplanmaları, yakından birbiriyle tesis-i uhuvvet ve yekdiğerlerinin yüksek ahlâk-ı şecaatkâranelerinden ders almak ve düşmanlarının fikirlerinde kuvveden fiile çıkaramadıkları en şeni' niyetlerini yüzlerinde görüp onlara karşı ne derece ihtiyatlı davranmak ve herşeyde bir vech-i rahmeti ve bir cihet-i ni'meti görmekle şükür etmek ve her me'yusiyet zamanında ye'se düşmemek lâzım geldiğini tavsiye eden, zahiren küçük, mânen çok büyük bir fıkradır.
Üçüncü Nükte:
edilerek hapishaneye götürüldüğünü ve Üstadımız müteellim ve Nurlara gelen zarardan müteessir iken, birden inâyet-i İlâhiye imdada yetişerek, mahrem risaleleri okuyan resmi dairelerin, bir dershane-i Nuriye hükmüne geçip risaleleri takdirle karşıladıklarını ve yine Denizli Hapsinde, ihtiyarlık, hastalık ve mâsum arkadaşlara gelen zahmetlerden elem ve teessür içinde iken, birden inâyet-i Rabbaniye yetişerek, hapishaneyi bir dershane-i Nuriyeye çevirip, bir Medrese-i Yûsufiye (a.s.) olduğunu ispat ederek, Medresetü'z-Zehra kahramanlarının elmas kalemleri ile Nurların intişara başlamasını ve gizli düşmanların Üstadımızı nasıl zehirlediklerini ve onun yerine merhum Hafız Ali'nin şehid olarak berzah âlemine seyahat eylemesi üzerine, hepsi müteellim ve müteessir bir halde iken, yine birden inâyet-i İlâhiye imdâda yetişerek, Üstadımızdan zehir tehlikesinin geçmesi ve merhum şehidin, kabirde, Nurlarla meşgul olarak, sual meleklerine, Nurlarla cevap vermesi ve onun bedeline Denizli kahramanı Hasan Feyzi Rahmetullahi aleyh ve arkadaşlarının hizmete girmesi ve mahpusların nurlarla ıslâh olmaları gibi çok emarelerle, inâyet-i Rabbaniyenin yetiştiğini ifade ettikten sonra, gençliğinde âhir ömrünü mağarada geçirmek arzusuna mukabil, bu mağaraların hapishanelere, inzivalara, çilehanelere, mutlak tecrid hücrelerine çevrilip, Yûsufiye medreseleri olarak Kur'ân ve imanın hakikatlerına mücahidane bir surette hizmet ettirdiğini ve o çileli hapislerde üç hikmet ve hizmet-i nuriyeye üç ehemmiyetli fayda bulunduğunu beyan eden ehemmiyetli bir Ricadır.
Yirmi Altıncı Lem'anın Zeyli Yirmi Birinci Mektup (İhtiyar peder ve validelere hürmet hakkındadır.):....417
YİRMİ YEDİNCİ LEM'A:.... 417
Eskişehir mahkeme müdafaası olup kısmen Tarihçe-i Hayat'ta ve teksir Lem'alar mecmuasında neşredilmiştir.
YİRMİ SEKİZİNCİ LEM'A:.... 418
Eskişehir hapishanesinin hatırası olup (yirmi sekiz) nüktedir.
Birinci Nükte: Bu lem'anın Birinci Nüktesi "İkinci Keramet-i Aleviye"dir ve Sikke-i Tasdik-i Gaybî'de yer almaktadır.
İkinci Nükte: Risale-i Nur şakirtlerinin mukadderat-ı İlâhiye ile tanzim edilen hapishanede toplanmaları, yakından birbiriyle tesis-i uhuvvet ve yekdiğerlerinin yüksek ahlâk-ı şecaatkâranelerinden ders almak ve düşmanlarının fikirlerinde kuvveden fiile çıkaramadıkları en şeni' niyetlerini yüzlerinde görüp onlara karşı ne derece ihtiyatlı davranmak ve herşeyde bir vech-i rahmeti ve bir cihet-i ni'meti görmekle şükür etmek ve her me'yusiyet zamanında ye'se düşmemek lâzım geldiğini tavsiye eden, zahiren küçük, mânen çok büyük bir fıkradır.
Üçüncü Nükte: